Öyle inanıyorum ki dünyadaki en bağnaz ve yobaz topluluk Türkiye’de yaşıyor.

Yapıp ettiklerinden ve ortalığı yangın yerine çevirmelerinden anlıyoruz bunu.

Sözlükler, bağnazı; “Bir düşünceye aşırı derecede ve körü körüne bağlanan ve bunun dışındaki fikirleri reddeden, tutucu, mutaassıp kişi” olarak tarif ediyorlar...

Yobazlık için ise “herhangi bir görüşte, düşüncede ya da dinde aşırı bir görüşe ve anlayışa bağlı olmak” deniyor genel olarak…

Bununla birlikte, “kaba ve düşüncesiz davranma” şeklinde herhangi bir düşünce, fikir yahut dinle ilgili olmayan tutum ve davranışlar için de bu tabirin kullanıldığı vakidir.

Nereden bakarsanız bakın bu tanımların tamamı, Türkiye’deki Kemalist kesim için kelimenin tam manasıyla kullanılacak bir mahiyete sahip.

Sadece ilkel kabilelerde görülebilecek bir tutuculuğa ve bu ruh hâlinin doğal bir sonucu olan saldırganlığa sahip anılan kitle.

İddiamızı ispat sadedinde birkaç örnek verelim dilerseniz…

Yalnız ondan öncesinde “Kemalist” kavramının hangi sosyolojik kesimleri kapsadığını da kısaca özetlemek lazım…

Türkiye’deki ‘Kemalist’ kesim, kendini (doğrudan doğruya bu ideoloji ile tanımlayanlarla birlikte), solcu, ilerici, çağdaş, laik gibi sıfatlarla ananlardan müteşekkildir.

Bunların ortak özelliği, ‘millî’ ve ‘dinî’ olan her şeye mutlak bir şekilde ‘düşmanlık’ göstermeleridir.

Dikkat buyurun, bir fikre yahut görüşe veya dinî bir anlayışa muhalefet etme bağlamındaki ‘karşı olmak’ değil bunların tutumları; saf ve katışıksız bir düşmanlıktan söz ediyoruz.

Geçelim örneklere…

PKK’nın bir partisi var mecliste.

Bu partinin meclise soktuğu bir sözde milletvekili geçenlerde meclisi terörize etmekle kalmayıp başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere koca bir camiaya ağız dolusu hakaretler savurdu.

Çıkan tartışmalar neticesinde şunu gördük.

‘Kemalist’ diye yukarıda ayrıntılı tasnifini yaptığımız topluluk, tartışmasız bir şekilde ve de koro hâlinde bu küfürbaz özneyi ve bölücü partiyi desteklediler.

Hem de öyle böyle değil, “Bu devleti yıkacağız, cumhuriyet yıkılmalıdır” diyen terörist artıklarına hiçbir tevile ihtiyaç duymaksızın doğrudan verilen bir destekti bu.

Aynı tutumu, geçmişte FETÖ’cüler için de sergilemişlerdi kayıtsız şartsız.

Başka bir örnek…

Türk ve Müslüman olmayan bir aklıevvelin, İslam dinine ve peygamberine yönelik aşağılık saldırısı sonrasında bu güruhu, yine topyekûn bu menfur yaklaşımı desteklerken gördük.

Aynı şekilde sokakta, çarşıda, pazarda aleni saldırılara ve aşağılanmalara maruz kalan başörtülü mağdurlar vardı, hatırlarsınız.

İşbu Kemalistlerin, bırakın gadre uğramış bu insanları savunmayı, bilakis hakaretler eşliğinde mütecavizleri kolladıklarına ve bu gözü dönmüş terörist müsveddelerini desteklediklerine hep birlikte şahit olmadık mı?  

Buna benzer bir sürü örnek daha verebiliriz elbette ama bu kadarı bile meramımızı anlatmaya kifayet eder.

Tam bu noktada şu soruyu soralım hemen.

Anılan kesimin, söz gelimi İHA-SİHA’ları, millî muharip uçağı, Mavi Vatan’ı, çelik kubbeyi, yerli motoru, yerli otomobili desteklediklerini; övdüklerini, alkışladıklarını gören oldu mu sahi?

İşte bağnazlık ve yobazlığın anlamını bulduğu tavır ve davranışlar tam olarak budur!

İşte bu yüzden, dünyadaki en bağnaz ve yobaz kişiler işbu Kemalistlerdir!

Düşünün, sahip oldukları düşmanlık motivasyonu öyle bir noktaya varmış ki vatana, millete ve dine saldıran terörist artıklarını savunmakla kalmıyor, memleketi abat edecek gelişmelere de husumet etmekten zerre kadar çekinmiyorlar.

Öyle bir bağnazlık ki vatan haini olmayı bile sindirebiliyorlar…

Bütün bunlar bir hakikatin tebeyyün etmesini sağlıyor aynı zamanda…

“Devleti ve cumhuriyeti yıkacağız” diyen memleket düşmanlarını savunmak aslında dolaylı olarak “devlet ve cumhuriyet düşmanı” olmanın ta kendisidir!

Lakin “Atatürk” diye sihirli bir kelimeleri var ve bunu kullanarak bir anda pirüpak oluyorlar ve dokunulmazlık kazanıyorlar.

Bu da bahtsız memleketimizin makûs talihi…