Yahya Sinvar…

Hamas adına, Şeyh Ahmet Yasin’le başlayan ‘şehit liderler’ kervanının son yolcusu…

İki buçuk ay önce Tahran’da uğradığı suikast sonucu şehit olan İsmail Heniyye’nin yerine Hamas liderliğine seçildikten sonra çok tartışılan bir isim oldu.

İsrail ve dolayısıyla ABD’nin en çekindiği isimlerin başında geliyordu.

Onların nefret ettiği bir şahsiyetten elbette ki Avrupalı liderler de rahatsızdı…

Meseleye zalimlerin çekincesi zaviyesinden bakıldığında, hakkında hiçbir şey bilinmese bile, “iyi bir adam” hükmünün verilebileceği bu kahraman, ne yazık ki ülkemizde de tartışma konusu edildi.

Kronik İslam düşmanları ve iflah olmaz muhalifleri geçiyorum bir kalem…

Nezdimde onların bir kıymet hükmü yok…

Daha doğrusu, gâvurlarla aynı kanaati taşıyacaklarından emin olduğum için, Sinvar ile ilgili ne düşündükleri umurumda bile değil.

Tartışmaya taraf olan ve isminin önüne ‘İslami’ sıfatını layık gören kişi yahut cemaatlerdir işaret ettiğim çevreler…

Cesaretine, asil duruşuna ve cengâverliğine tanıklık edip değerlendirme yapanlarla birlikte, Yahya Sinvar’ı ‘radikallikle’ niteleyip ‘aşırı’ bulanlar oldu. 

Fesubhanallah!..

Ne kadar acayip ve hakkaniyetten uzak bir yaklaşım değil mi?

Bir mülteci kampında doğan, hayatı İsrail hapishanelerinde (23 yıl) en zalimane işkencelerle geçen, vatanı zalimler tarafından işgal edilmiş, her gün şehit haberlerinin yükseldiği; kadın, çocuk, masum ve hatta engellilerin acımasızca katledildiği memleketinde yüreğini ortaya koyup kahramanca savaşan efsanevi bir şahsiyete reva görülen sıfat; ‘aşırı’!..

Sadece bu niteleme değildi vicdanları yaralayan…

Bir de aziz şehidin üzerinde bir şüphe halesi oluşabilsin diye “Kime yakın?” tartışması yapıldı.

Hay Allah!

Yahu ne demek kime yakın?

İsrail’e ve Amerika’ya düşman olması yeter vasıf değil mi?

Yoksa siz, “Kime yakın” derken esasen Amerika ve İsrail’e uzak olmasından mı rahatsızlık duyuyordunuz?

Eğer böyle ise neden açık açık söylemiyorsunuz da karnınızdan konuşmayı tercih ediyorsunuz?

İkiyüzlülük, açık bir ‘münafıklık’ alameti değil mi?

Madem öyle, siz kime yakınsınız?

Evet, karambole gitmesin diye tekrar soruyorum; sahi siz kime yakınsınız?

Yahya Sinvar bir suikasta kurban gitmedi.

İsrail kaynakları böyle yansıtmaya çalışsa bile kahramanca savaşarak şehit oldu.

Hem de bileğinden itibaren paramparça olmuş bir eline rağmen…

Son nefesine kadar zalimler, katiller, kâfirler ve alçaklar topluluğuna karşı yiğitçe direndi ve kendinden sonrakilere tertemiz bir isim bırakmakla kalmadı; müthiş bir mücadele ve direniş azmine dair muhteşem bir örneklik sergiledi.

Türkiye ve mazlum coğrafyadan yana değil de Amerikan ve İsrail hesabına çalışan çevreler, Yahya Sinvar’ın şehadetini, “İsrail Hamas’ı tek tek indiriyor!” manşetiyle gördüler.

Bir şahsiyetin değil, bir toplumsal kesimin, zulmü ayyuka çıkmış katiller topluluğuna böylesine içtenlikle yakın duruyor olması, insaniyet adına dehşet verici bir durum…

Sadece dehşet verici mi?

Tabii ki hayır!

Yüz kızartıcı, mide bulandırıcı, iğrenç ve haysiyetsiz bir tavrın heykelleşmesi âdeta…

Hülasa, kelimenin tam manasıyla sözün bittiği yer!..

Tarih, insaniyetten, vicdandan ve onurdan nasip almamış bu güruhu elbet yazacaktır lakin bunlara dipnot olarak da “Kime yakın?” kuşkusunu bir zehir gibi ümmetin içine salanları da kayıt altına alacaktır.

Yuh olsun cümlesinin ervahına…