Ermenistan’ın Karabağ’da ateşkesi ihlal ederek Azerbaycan’a saldırması üzerine tırmanan gerginlik Arap ülkelerinde de yakından takip ediliyor.
Bölgede tansiyonun yükselmesi üzerine Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Ermeni mevkidaşını arayarak Atina’nın Erivan’a desteğini iletti.
Yunanistan gibi Türkiye’yle sorun yaşayan Arap ülkelerinin tavrı ise henüz net değil.
Doğu Akdeniz’de Ankara’ya karşı açıkça Atina’yı destekleseler de Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki krizde kafaları biraz karışık.
Bunun sebebi de Ermenistan’ın İran’ın yakın müttefiki olması.
Türkiye’nin karşısında mevzilenmek adına derhal Erivan’a yardıma koşacaklar fakat aynı zamanda Tahran’la da aynı safta görünmek istemiyorlar.
Yine de söz konusu ülkelerin trolleri sosyal medyada “Osmanlılara karşı Ermenilerin yanında olduklarını” dile getirmekten çekinmiyor.
Bu arada, Birleşmiş Milletler (BM) kararıyla işgal altında olduğu tescilli Karabağ için “tartışmalı bölge” ifadesini kullanan Türkiye yanlısı Araplar var.
İşgal altındaki Filistin toprakları ve örneğin Kudüs için “tartışmalı bölge” demek ne kadar gerçeğe aykırı ve İsrail propagandasına hizmet etmekse aynı ifadeyi Karabağ için kullanmak da öyle.
BBC sunucusu Ermenistan Başbakanı’na BM kararını hatırlatarak “Uluslararası hukuka göre askerleriniz işgal gücü” derken Müslüman bir Arap kardeşimizin Karabağ için “tartışmalı bölge” ifadesini kullanması üzücü.
Karabağ’la ilgili gerçekleri, BM kararını, bölgenin Azerbaycan toprağı olduğunu ve Sovyetler Birliği döneminde Rusların tehcir ve göç politikalarıyla Karabağ’ın demografisini değiştirdiğini daha iyi anlatmamız gerekiyor.
Ermenistan’ın saldırısına uğrayan ve topraklarının bir bölümü işgal altında olan Azerbaycan hem hukuki hem de insani ve ahlaki yönden haklı.
Türkiye de tüm imkânlarıyla yanında.
Karabağ’ın işgalden kurtulması için önünde büyük bir fırsat var.
Kimin ne dediği çok da önemli değil.
Karabağ’da yaşanan gelişmeler sadece Arap başkentleri değil Arap halkları tarafından da takip ediliyor.
Ermenistan’a ait resmi sosyal medya hesabında silahlı bir Ermeni papazın fotoğrafının yayınlanması minbere kılıçla çıkan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a gösterilen tepkileri hatırlattı.
O gün Erbaş’a atıp tutanlar bugün o fotoğraf karşısında üç maymunları oynuyor ve Arap halkları da bu çifte standardın farkında.
Takip edilen bir diğer konu ise Türkiye’de üretilen silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) sergilediği performans.
Suriye ve Libya’daki başarılarıyla büyük yankı uyandıran Bayraktar TB2 yine gündemde.
SİHA’larımız Karabağ’da Ermeni ordusuna ait hava savunma sistemlerini, tankları ve zırhlı araçları avladıkça Türkiye’nin bu alanda kaydettiği ilerleme daha çok konuşuluyor.
Arap sokağında da Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırmasının arkasında Ankara’yı yeni bir cepheyle meşgul etmek isteyen güçler olduğu kanaati yaygın.
Fakat Türkiye artık Boraltan Köprüsü’nden geçerek kendisine sığınan soydaşlarını ölüme gönderen o güçsüz ülke değil.
Allah’ın izniyle birkaç cephede birden mücadele edecek, hem sahada hem de diplomaside varlığımızı hissettirecek güce sahibiz.
Ermenistan’ı kışkırtarak yanlış hesaplar peşinde koşanlar da er ya da geç bunu görecek.