Doğu illerini terörist işgalinden kurtarmak üzere güvenlik güçlerimiz canlarını dişlerine takarcasına bir azimle mücadele ederken, insanlık düşmanları uğradıkları hezimeti perdelemek isterlercesine şehir merkezlerinde alçakça bombalar patlatmaya başladılar. Milleti korku ve endişeye sevk edip, devlete olan güvenlerini sarsmaya yönelik bu katliamlarla medya, akademi ve siyaset dünyasındaki işbirlikçilerinin estireceği destek ve temize çıkarma operasyonlarıyla ülkeyi felç edebilecekleri zannındalar. Ankara selim ve kurmay aklı bu tezgâhı çözmüş durumda. Kimse bugünlerde sıklıkla yapılan ülke güvenliği başlıklı üst düzey toplantılarda çay kahve içilip havadan sudan muhabbetler edildiğini zannetmesin. Çok kısa zaman içersisinde bu toplantıların sonuçlarını hep birlikte göreceğiz. Aslında Ankara terörle işbirliği yapan ya da onları aklamaya çalışan kesimlere karşı atılması gereken adımlar konusunda oldukça cesur davranmak istiyor fakat burada bir handikap var; uzunca zamandır özellikle dış dünyada oluşturulmaya çalıştıkları diktatör ve kendisine muhalefet edenleri hapse attırıp cezalandıran bir Erdoğan algısını bu vesileyle daha çok beslemek yolunda kopartılacak cayırtılar… Öylesine sinsice hareket ediyor ki bu kesimler, devlete ve millete karşı işlemekte ısrar ettikleri ihanet suçlarını Erdoğan karşıtlığı kılıfıyla perdelemeye çalışıyorlar. Bu nedenle hesaba çekilmek istendiklerinde de sanki bunu Erdoğan kendisine karşı oldukları için bizatihi yaptırıyormuş algısı oluşturarak hem dış dünyayı hem de kendi tabanlarını köpürtmekte kullanıyorlar. Bu nedenle atılacak adımlar hassasiyet içeriyor ve stratejik zeka kullanımı gerektiriyor.

Kızılay patlamasından sonra Ankara güvenlik kontrollerinin en üst düzeye ulaştığına şahit oldu. Bu sevindirici bir gelişme açıkçası. Gerek şehrin giriş çıkış noktaları, gerekse şehrin kalabalık merkezlerine erişen kavşaklar çok sıkı kontrol altında tutuluyor. Ayrıca emniyet güçleri alışveriş merkezlerinin otoparklarında araç taraması yapıyorlar. Stadyum ve spor salonları girişlerinde oluşturulan güvenlik alanlarında kuş uçmasına izin verilmiyor desem yeridir. Milli moralimizin ve yaşam şevkimizin örselenmeye çalışıldığı bu meş’um günlerde güvenlik güçlerimizin bunca fedakârca görev yapıyor olması gönüllerimize surur ve huzur veriyor.

Bir an önce aşıp aydınlığa ulaşmayı dilediğimiz bu karanlık günlerde gelip geçecektir inşaallah. Ancak her ne gerekçe ve mazeretle olursa olsun milletinin kadim değerlerine ve devletine karşı düşmanlarıyla işbirliği yapanlar ya da buna tevessül edenler hak ettikleri karşılığı mutlaka bulacaklardır. Bu konuda Ankara’nın, milletin duyarlılığı ve kesin çözüm beklentisinin tam olarak idrakinde olduğunu sevinerek söyleyebilirim. Önümüzdeki günlerin çok önemli gelişmelere gebe olduğunu da vurgulayarak bu haftanın Ankara Ajandası’na son verirken, adı ve gerekçesi her ne olursa olsun insanlık düşmanı terörü, teröristleri ve imaen de olsa destek sağlayan tüm kesimleri lanetliyor, tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, yararlılarımıza da acil şifalar diliyorum…

Hep huzurlu ve güvende hissedip, öyle kalın…