Anadolu’ya sadece Anadolu’dan bakan gözlerin görmekte zorluk çektiği çok temel hakikatler var.
Buna bir de siyasi ya da ideolojik kalıplar eklenince ufuk iyice daralıyor ve bu ufuk darlığı da niyeti bozukların işini kolaylaştırıyor.
Bizde Anadolu’ya Avrupa’dan ya da daha geniş bir bakışla Batı zihniyetinin cephesinden bakmayı deneyerek onların ufuklarının genişlemesine biraz katkı sunmuş olalım.
Anadolu’ya karşı içlerinde hasret ve ukde olanların durumunu tespit etmeden “dış minnaklar” hafifleştirmesiyle, “Sanki bütün dünyanın derdi Türkiye” diyerek gerçeklerin üzerini de örtmüş oluyorlar.
Sanki iktidar her seferinde topu taca atmak için dış faktörleri kullanıyormuş imajını da bu sebeple hep gündemde tutuyorlar.
Bir an diyelim ki iktidar böyle yapıyor.
Peki, o zaman tarihî hakikatleri nereye koyacağız.
Eğer mesele onların dediği gibiyse o zaman, Yunanlıların İstanbul ve Ege’ye hâkim olmak isteyen “Megaliİdea”larını inkâr mı edeceğiz?
Ermenilerin Doğu Anadolu’muzla, Ağrı Dağı ile ilgili hayallerini bir halüsinasyon olarak mı değerlendirmeliyiz?
İsrail’in arzımevut hayalleriyle göz diktiği topraklarımızla ilgili mesele, iktidarın sadece kuruntusundan mı ibaret?
Hristiyanların ziyaret ederek “hacı” oldukları pek çok dinî mekâna ev sahipliği yapan Anadolu gerçeği, biz Müslümanların sadece dinî bir muhalefetinin ve duygusallığının sonucu mu?
Mavi Vatan’a göz diken ABD’nin giriştiği onca barbarlığı, biz iktidarın manipülasyonu olarak mı okuyalım?
Arap Baharı ve sonrasındaki gelişmeleri, Suriye’nin kuzeyinde kurulmaya çalışılan teröristanı ve bunların oluşturduğu göç sorunlarını “Uzaylılar yapıyor” mu diyelim?
Yani bütün bunlar ve daha niceleri asla bir hakikat değil ve biz, “Dış minnakların başka işi yok, bizimle mi uğraşıyor.” diyeceğiz, öyle mi?
O zaman bu ufku dar ideolojik miyoplara Anadolu’nun kimler için ne ifade ettiğini daha iyi anlamaları adına şunu hararetle öneriyorum; Batı’nın ta ilk metinlerinden Tukididis’in“Peloponez Savaşı” kitabını, Homeros’un “İlyada”sını, Herodot Tarihi’ni çok iyi okusunlar.
Okusunlar, bakalım Batı’yı inşa eden olaylar ve savaşlar nerelerde yaşanmış.
Olmadı; Hristiyanlığın, Yahudiliğin dinî metinlerine de iyi baksınlar ya da ben onlara birkaçını göstereyim buradan.
Bakalım dinî açıdan Anadolu ve Mezopotamya kim için ne ifade ediyor.
“Kahramanlar çağının izinde” koşan ve Alman romantizmini besleyen Heinrich Schliemann’ınTroya kalıntılarını bulmak için Çanakkale’de ne işi vardı?
Bir yandan 1. Dünya Savaşı’nda ordumuzla savaşırken bir yandan da arkeolojik malzemeleri Anadolu’dan Almanya’ya taşıyan generallerin derdi neydi?
Berlin’deki Pergamon (Bergama) Müzesi’nin ilham kaynağı nedir?
Sonra Rusya’ya kaçırıldığı anlaşılan ve Puşkin Müzesi’nde ortaya çıkan Priamos Hazineleri’nin hikâyesi nedir?
Batı tarihi, inancı ve kültürü Anadolu’ya hangi kanatlardan yaslanır mesela?
İşte bu ve daha nice hakikati bilmeyenler, “Başka işleri kalmadı da bize mi göz dikti bu Batı” diyebilirler.
Onlar öyle bilmeye devam etse de bu devleti yönetenler ve elbette onların ve devletin hafızası bütün bu hakikatlerin farkındadır bugün.
Öyle olduğu için de güçlenmeye ve Anadolu’yu çok daha yüksek bir imkânla korumaya devam ediyorlar.
Evet, onlar alay etmeye devam etseler de şunu bir defa daha kafalarına nakşedeceğim; “Dış minnakların başka işigücü yok ve Anadolu ile uğraşıyorlar.”
Hadi, varsa argümanınız siz de şu alay konunuzu ilmî delillerle ispat edin!
Edin de görelim şu ilminizin kaç batman olduğunu?