Pazar akşamı Ankara Kızılay’da gerçekleştirilen hain terör saldırısının ardından Türkiye’de ABD Ankara Büyükelçiliği’nin saldırıdan birkaç gün önce Amerikan vatandaşlarına yaptığı uyarı tartışılıyor.

Amerikalıların saldırıdan haberleri var mıydı?

Yoksa Türk makamlarında aldıkları bilgiyi kasıtlı olarak sızdırıp halkın kendi devletine ve MİT’e güvenini mi sarsmaya çalışıyorlar?

Washington, Türkiye içinde kaos çıkarıp Ankara’yı Suriye’den uzak tutma planlarının neresinde?

PKK ve PYD/YPG arasındaki örgütsel bağa ve işbirliğine dair her türlü delil kendilerine verildiği halde Amerikalılar PYD/YPG’yi terör örgütü kabul etmemekte kararlı.

Güvenlik uzmanları, Kandil’in yeni adresinin Suriye’nin kuzeyi olduğunu ve Türkiye’yi hedef alan saldırıların artık Kuzey Irak’ta değil PYD/YPG kontrolündeki bölgede planlandığını söylüyor.

Kobani, terör örgütlerinin bir zamanlar gözde eğitim alanı olan Bekaa Vadisi’ne dönüşmüş durumda.

Güneyimizde Türkiye’nin güvenliği, istikrarı ve toprak bütünlüğü için ciddi anlamda tehdit teşkil eden bir yapı Amerika’nın da desteğiyle günden güne büyüyor.

Söz konusu tehdidi ve tehlikeyi kamufle etmek için en yaygın kullanılan araç ise IŞİD bahanesi.

“Ama PYD/YPG Suriye’de bizimle birlikte IŞİD’e karşı savaşıyor.”

Amerika’nın Türkiye’ye söylediği bu.

PYD/YPG’nin terör örgütü olmasının, katliam ve insan hakları ihlalleri yapmasının Washington için hiçbir önemi yok.

Önemli olan Amerika’nın çıkarlarına hizmet ediyor olması.

Bu sadece PYD/YPG için geçerli değil.

Daha başka örnekleri de var.

Amerika’nın müttefiklerine zarar veren dostluğunun en çarpıcı örneklerinden biri Irak’ta Şii milis gruplarına verdiği destek.

Irak’ta hükümetin ve Şii din adamlarının desteğiyle kurulan milis grubu El Haşd El Şaabi ABD’nin de gözdesi.

El Haşd El Şaabi’nin IŞİD’e rahmet okutacak vahşiliklere ve insan hakları ihlallerine imza attığını herkes biliyor.

Çünkü El Haşd El Şaabi de IŞİD gibi işlediği cinayetleri kamerayla kaydedip yayınlıyor ve vahşetiyle övünüyor.

Direklere bağlanıp diri diri yakılan ya da boğazları, kulakları kesilen masum insanların görüntüleri internette mevcut.

Uluslararası insan hakları örgütleri raporlarında Sünnilere yönelik katliamlara imza atan bu mezhepçi milis grubunun tehlikesine dikkat çekiliyor.

Fakat “Şii IŞİD” olarak da adlandırılan El Haşd El Şaabi bizzat Amerika tarafından destekleniyor.

Bu bir iddia değil.

ABD Basra Başkonsolosu Steve Walker geçenlerde yaralı El Haşd El Şaabi milislerini yattıkları El Sadr Eğitim Hastanesi’nde ziyaret ederek kendilerine hediyeler verdi ve acil şifalar diledi.

El Haşd El Şaabi milislerinin IŞİD ile mücadeledeki cesaretlerine övgüde bulunduktan sonra “Amerikan halkı ve İran halkı sizinle gurur duyuyor” dedi.

Walker’ın bu ziyareti ve Amerikan ağzıyla da olsa gayet güzel Arapçasıyla yaptığı açıklamalar ABD’nin Arapça yayın yapan El Hurra kanalında yayınlandı.

Washington bu şekilde El Haşd El Şaabi’ye yönelik son günlerde artan eleştirilere göğsünü siper ederek Şii milislere “Arkanızdayım” mesajı verdi.

Bu mesaj aynı zamanda El Haşd El Şaabi’yi Hizbullah’ın ardından Arap Birliği’nde terör örgütü olarak tasnif ettirmek isteyen Körfez ülkelerine.

İnsanın Amerika gibi bir dostu ve müttefiki varsa düşmana ihtiyacı kalmıyor.