Adam sana, sen olduğun için saldırıyor… Tarihinden dolayı, kimliğinden dolayı saldırıyor… Bunu da ilan ediyor, 74 sayfalık, adı manifesto olan bir zırva yayınlıyor, silahının üzerine tek tek her şeyi yazıyor; ama sen fakında değilsin!.. Sen olduğun için saldırıyor ama sen, “Ne oldu ki, niye saldırdı, kime saldırdı” gibi tuhaf sorular soruyorsun; daha saldırı altında olduğunun bile farkında değilsin. Bu saldırının sana olmadığını zannediyor ya da iddia ediyorsan iki ihtimal vardır: Ya sen gerçekten korktun ve düşmanı kandırmaya çalışıyorsun ya da gerçekten bizden değilsin, yani aidiyetin İslam’a değil, Türkiye’ye değil, bu tarihe değil öyleyse sen bu hikâyenin çocuğu değilsin… 

Adamın düşmanı sensin; anlamıyor musun?.. Sen olduğun için düşmansın, Müslüman olduğun için düşmansın… Ama sen sana saldıran, seni öldüren, öldürmeye de devam edecek olan akıldan vicdan dileniyorsun; “Benim acımı paylaş, benim de yanım da ol” diyorsun!.. Saf mısın, numara mı yapıyorsun; konuyu mu anlamadın, bilmiyorum artık ama yapma bunu!.. İnsan katilinden vicdan dilenir mi hiç? Ermeni çetelerinin saldırdığı Anadolu köylerinden birinde yaşayan ninem şöyle anlatmıştı: “Köylere gelirler, erkekleri sıraya dizer, vurur giderlerdi. Böyle böyle erkekleri öldürür, kızları da sürükleyerek götürürlerdi. Erkekler, üzerlerine atlasalar biri ölecek öbürü elinden silahı alacaktı, ama atlamazlardı; öylece ayakta ölmeyi beklerdi. Sonra sonra üzerlerine atlama elinden silahları almaya başladılar o zaman kesildi baskınlar.” İşte mesele bu… Katilin karşısında merhamet etmesi beklenmez, üzerine atlayıp silahını alacaksın. Ya ateş ederse? Edecek zaten, evet öleceksin, bari sen bir adım git, arkadakinin iki adım gitmesine yol aç; üç adım, dört adım derken birisi illa ki yetişecek silahı alacak katilin elinden…

Bir de şu Charlie Hebdo’cular var. Onlardan da vicdan dileniyoruz. Paris saldırısında hepsi manşetten vermiş, çok üzülmüşler, eylem yapmışlar, kol kola girmişler, dünyayı ayağa kaldırmışlar vs. vs… Eee?..

Evet öyle yaptılar, eee?..

Niye bize de üzülmüyorlar? Cumhuriyet Gazetesi, Birgün Gazetesi niye aynı manşetleri atmıyor?

Bu, nasıl yersiz ve karşılıksız bir soru böyle? Bu ne tuhaf bir hayıflanma, ne aciz bir yakınma böyle? Müslüman öldü diye; bir ırkçı, beyaz Müslümanlar’a saldırdı diye onlardan üzülmelerini beklemek mantıklı geliyor mu? O teröristin silahına, manifestosuna yazdığı isimler bu adamların da kahramanı yahu. Gezi Parkı’nda IMRO çetesinin elebaşı Bulgar terörist Yane Sandanski’nin yürüdüğü yoldan (Tünel-Taksim Meydanı) yürüyüp onun eylem yaptığı yerde (Topçu Kışlası-Gezi Parkı) onun yaptıklarının aynısını yapmış adamlar bunlar… Tam olarak o katil ne düşünüyorsa onu düşünüyorlar. Tam olarak terörist manifestosunda ne yazdıysa yıllardır aynılarını köşe yazısı olarak yazıyorlar. Çocuk doğuran Müslüman kadınlara düşmanlıkları, Suriyeliler’e düşmanlıkları, Osmanlı tarihine düşmanlıkları, 1453’ü zulüm kabul etmeleri derken elliden fazla ortak noktada buluşuyorlar zaten… Bu adam sana niye üzülsün ki? DHKP/C, PKK, Esed yanlısı Şebbihalar hatta Fetullahçılar aynı katildir işte… Fetullahçılar yıllardır suikastla, sahte kazalarla yüzlerce insanın kanına aynı böyle girdiler işte… 15 Temmuz’da aynı böyle ateş ettiler işte… Çocuk sapığı PKK sürüleri, aynı ırkçı prensiplerle öğretmenleri, çocukları ve otobüslerden indirdiklerini aynı böyle katlettiler işte… Sen şimdi bu adamlardan ne akılla seninle, senin cenazene üzülsün diye vicdan bekliyorsun? Senin işin onlara haddini bildirmek, senin işin bu katilleri insanlığa zarar vermeyecek hadde sürüklemek. Senin hikâyen bu… Senin hikâyen bu olduğu için senin kahramanlarına düşman; düşmanlarına da kahraman diyorlar. Sen farkında olmasan da o senin kim olduğunun farkında… Sen kendin ol kendin…