Yılbaşı yaklaşıyor, sahte içkiden ölenlerin oranı artmaya başladı. Buna “taammüden toplu katliam” desek eksik söylemiş oluruz. Yüzlerce insan toplu intihar girişiminde bulunur gibi ölümü tercih ediyor. Geride çok sayıda acılı aile kalıyor. Güvenlik kuvvetleri bu katliamı tezgâhlayan sahte üreticilerle mücadele ediyorlar ancak baş etmek mümkün değil. Televizyon ekranlarından binlerce şişe sahte alkolün döküldüğüne şahit oluyoruz. Ancak ne ölüm ne sürünme bu mikrobu kapanları durduramıyor. Bu illete duçar olanların akıbetleri berbat oluyor. Hem bu dünyalarını hem de öte dünyalarını mahvediyorlar. Meseleyi sonuçlardan yola çıkarak değerlendirerek kalıcı çözümler üretilemez. Asıl nedenlere odaklanmak gerekir.
Alkolizm; komünizm, faşizm, kapitalizm gibi bir fikre bir düşünceye bağlanmak olarak anlaşılıyor. Diğerleri de çok sağlıklı “şeyler” olmamakla birlikte en azından bir düşünceye dayalı bağımlılıklar olarak adlandırılabilir. Gel ki üstat Cemil Meriç izmleri “idrakimize giydirilen deli gömlekleri” olarak tanımlıyor. Üstat alkolizmi tanımladı mı bilmiyorum ama tanımlasaydı herhalde “idrakimizi durduran deli gömleği” diye ifade ederdi diye düşünüyorum.
Tıp literatüründe alkolizm, hastalık olarak tanımlanıyor. Medicana Sağlık Grubunun sitesinde bu hastalık şöyle tanımlanıyor. “Alkolizm müzmin (kronik), tekrarlayıcı bir hastalıktır. Bu hastalık ilerleyicidir yani gittikçe kötüleşebilir. Aralarda kendiliğinden ya da herhangi bir dış etkiyle belirtileri azalsa bile zaman içinde yeniden ortaya çıkabilir. Alkolizm; şeker hastalığı, yüksek tansiyon vb. diğer kronik hatalıklar gibi sürekli takip gerektirir. Aralarda kriz durumları yaşanabilir.” Üstelik bu hastalığa düçar olanlar hasta olduklarını kabul etmezler. Bu illetten kurtulmak için çare aramak yerine kendilerinin sağlıklı olduklarını ifade ederler. İlerici derecede bağımlı hale gelip te evini, yerini-yurdunu, işini kaybedenlerle köprü altlarında, parklarda karşılaşırsınız. Şükür bizde bu tablolar azdır. Batı ülkelerinde köşe başlarında gruplar halinde bu illete duçar olmuş onlarca insanla karşılaşırsınız.
Ülkemizde Yeşilay, 1920 yılından bu yana her türlü bağımlılıkla mücadele eden güzide bir kurumdur. Yeşilay, amacını şöyle güzel bir cümle ile özetlemiş: “Her insana bağımlılık dokunmadan dokunmak.” Bu çerçeve farkındalık oluşturma, eğitme, bilinçlendirme ve sakındırma yöntemleriyle bağımlılıkla mücadele ediyorlar. Yeşilay’ın mücadele alanlarından bir tanesi de alkol bağımlılığı. Sayfalarında alkolizmle mücadele için oldukça faydalı bilgiler var.
Alkol, kişinin ruhi ve fiziki melekelerinin tahrip olmasına sebep olarak birçok hastalığın da tetikleyicisidir. Alkol kullanan insanlar sadece kendilerine zarar vermekle kalmazlar, ailelerine ve topluma da büyük zarar verirler. Alkol yüzünden nice yuvalar dağılmış… Nice cinayetler işlenmiş… Nice trafik kazaları meydana gelmiştir.
İşin en garip ve tuhaf tarafı ise alkolizmin taraftar bulmasıdır. Bu hastalığı “çağdaşlık-medeniyet” göstergesi olarak sunan az da olsa tuhaf bir kesim mevcuttur. Tabii bunu böyle ifade ederler de başlarına gelince “eyvah” derler ama iş işten geçmiştir.
Dünya Sağlık Örgütünün 2018 yılı Küresel Alkol ve Sağlık Durumu Raporu’na göre 2016 yılında yaklaşık 3 milyon ölümün alkol yüzünden olduğu, bunun da tüm ölümlerin 5.3’üne tekabül ettiği vurgulanmaktadır.
Yılbaşı geliyor… Dikkatli olalım… Alkolün sahtesinden de gerçeğinden de uzak duralım.