Evlilik eşler arasında kurulan bir tür sözleşmedir. Evlilikte tarafların fiil ehliyeti olmalıdır. [Fiil ehliyeti tanım olarak şahsın hem hukuki haklardan yararlanması hem de bazı hukuka aykırı işlemlerden sorumlu olması anlamına gelmektedir.] Kendi fiilleriyle hak edinebilen ve borç altına girebilen kimselerin fiil ehliyeti mevcuttur. Ayırt etme gücü yani doğruyu yanlıştan ayırabilen, gerçekleştirdiği eylemlerin sonuçlarını kavrayabilen ve farkında olan kimselerin ayırt etme gücü bulunur.
Akıl hastalığı ise kişinin ayırt etme gücünü ortadan kaldıran, yapmış olduğu eylemin anlam ve sonuçlarını kavrayamayan kimselerdir. Akıl hastalıklarına örnek olarak şizofreni, demans, bipolar, manik depresif, orta veya ağır derecedeki zeka gerilikleri gibi hastalıklar sayılabilir. Akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbî sakınca bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenemezler.
Akıl hastalıklarının şiddetine ve kişinin ayırt etme gücüne göre evliliğe engel olup olmadığı değişir. Akıl hastalığının, kişinin ayırt etme gücünü büyük ölçüde etkilemediği durumlarda evliliğe izin verilir. Türk Medeni Kanunu’nun 125. Maddesinde yer alan ayrıt etme gücü başlıklı maddesi, ayırt etme gücüne sahip olmayanlar evlenemez. Şeklinde düzenlenmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 133. Maddesinde ise akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbî sakınca bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenemezler. Şeklinde düzenleme bulmuştur. Evlenme engellerinden olan akıl hastalıklarında evlenmelerinde tıbbi sakınca bulunan ve fiilin anlam ve sonuçlarını kavrama yeteneğine haiz olmayanların evlenemeyeceği belirtilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 145. maddesinde evlenmenin geçersiz sayıldığı haller düzenlenmiştir. Evlenmenin mutlak butlanla batıl olduğu durumlar arasında eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması, eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması halleri bulunmaktadır. Bu durumlarda evlenme mutlak butlan ile geçersiz olacaktır.
Türk Medeni Kanunu’nun 148. maddesinde düzenlenen Ayırt etme gücünden geçici yoksunluk hali ise; evlenme sırasında geçici bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun olan eş, evlenmenin iptalini dava edebilir. Şeklinde düzenlenmiş olup, evliliğe engel olacak derecede ayırt etme gücü bulunmayan ve akıl hastası olan tarafın evliliği geçersizdir. Bu evlilik mahkeme kararı ile iptal edilebilir ve mutlak butlan davası, Cumhuriyet savcısı tarafından re'sen açılır. Bu dava, ilgisi olan herkes tarafından da açılabilir.
Akıl hastalığı sebebiyle boşanma davası açılabilir mi?
Evliliğin geçersiz olduğu durum ile aynı olarak akıl hastalığı sebebiyle boşanma davası da ancak mahkeme kararı ile olur. Özel boşanma sebeplerinden olan akıl hastalığında, mahkeme akıl hastalığı sebebiyle diğer eş bakımından evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesini aramaktadır. Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir. Akıl hastalığının geçici olmadığının resmî sağlık kurulunca alınan raporla tespit edilmesi koşulu da akıl hastalığı sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için aranan şartlardandır.
Her türlü akıl hastalığı evlenme engeli olmayıp, bu durumun resmi sağlık kurulunca alınan rapor ile tespit edilmesi gerekir. Akıl hastalığının ileride düzelebilme ihtimali olması durumunda ise kişi alacağı sağlık kurulu raporu ile evlenebilir.