Gelin görün ki kendisini davasına hizmetkâr olarak gören bir yaratılanı olduğu gibi kabul etmeyen ve onun şahsını yüceltmeyi kendine vazife bilenler var. Şahsı yücelterek davayı geri planda bırakmak o davayı köreltir.

Özellikle AK Parti gençlik teşkilatlarına nazar ettiğimde gözüme çarpıyor bu vaziyet. İslami davadan o kadar uzak ve habersiz bir yol izlenmesi hayrete düşürüyor beni. İslami hassasiyet ve faaliyetlerin sadece kutlu doğum ve ramazan gibi vakitlere has tutulması, cumadan cumaya namaza giden ve İslam’ı kalbinde yaşayan arkadaşları hatırlatıyor bana.

AK Parti’nin, Erbakan Hoca’dan sonra belki de yerleştiremediği ve başarısız kaldığı birkaç konudan biri de budur sanırım. Âkim kalmış ve bir türlü istediği dindar nesil hedefine ulaşamamıştır. Zâhirde başörtülü sayısı artmış veya cami sayıları ve Kur’an kurslarının sayıları çoğalmış olsa da nafile bir çaba ile karşı karşıya kaldık.

2002 sonrası, İslami camia için yaratılan ve cumhuriyet tarihinde daha fazlası görülmemiş bir özgürlük alanının varlığından bahsedebiliriz. Bu AK Parti ve Erdoğan’ın başarısıdır tabii ki de. Fakat bir başka gerçekte şu ki; AK Parti ekonomide, ulaşımda, askeri alanda ve dış politikada başardığı ilerlemeyi İslami gençlik hedefinde başaramamıştır.

Toplum dinamiklerinin gelişen sosyo-psikolojik sürece tepkileri farklı olmuştur. İslami tabandan gelen gençliğin hem eğitime hem de sosyal ve siyasal alana katılımları artmış olsa da İslami kimlikleri giderek lakaytlaşmaktan kurtulamamıştır. Belki de AK Parti’nin dengeyi koruyamayıp çark etmesinin ve bu hedefinden uzak kalmasının yegâne sebebi de budur.

Fakat bana göre “dindar gençlik” hedefinin âkim kalmasının asıl sebebi davanın isnadının şahsa bağlanmasıdır.

Kolaya kaçarak davayı tek bir şahsın fiilleri üzerine kuran gençliğin nitelikli bir dereceye gelmesi elbette beklenemezdi. AK Parti’nin kuruluş amacı olan ulvi davanın tek bir kişiye indirgenmesi elbette şuursuz bir gençliğin varlığına delalet edecektir.

“Bâki hakikatler; fâni şahsiyetler üzerine bina edilmez” diyerek, asıl olanın hakikatler olduğunu nazara veren üstad Bediüzzaman Said Nursi de asıl sorunu bize ispat etmiştir.

AK Parti’nin özellikle gençlik yapılanmalarında reform niteliğinde değişikliklere gitmesi gerekiyor. Kalabalık yapan, holiganlık yapan, bağıran ve bir şeylerin başkanı olma peşinde koşan gençliğin yerine; nitelikli, ilimle uğraşan ve AK Parti’ye proje üreten bir gençliğe sahip olması gerekiyor. Tabanı sağlamlaştırmadan atılan her adım geriye gidişe sebebiyet verir. ..