Bir referandumu ve daha önemlisi bir dönemi geride bıraktık. Parlamenter sistem bundan sonra olmayacak. Milli sistemimiz; Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi tüm millete “HAYIRLI OLSUN…”
Sandıktan ‘’Hayır’’ çıksaydı; bunu kabul etmek ve milletin kararına saygı duymak zorundaydık. Millet “Evet” dedi ve bundan sonraki süreçte herkesin bu karara saygı duyması ve bu karara tabi olması zorunluluk teşkil ediyor.
Demokratik bir seçim sonrası halkın meşruiyetini sorgulamanın veya çıkan sonucu inkâr etmenin kabul edilebilir bir yanı yok. Zaten böyle bir davranışın realitede hiçbir karşılığı da yok. Ortada bir tarafın kazanımı varken; mızmızlanıp oyunbozanlık etmek, siyasi teamüle de uygun değil.
Bu referandumun asıl önemli noktası sonucun sosyolojik karmaşıklığı. Bu sonuç özellikle farklı kesimlere çok önemli mesajlar veriyor.
Kürt vatandaşlar, özellikle şehir savaşları ve 15 Temmuz sonrası gücünü ve varlığını belirgin olarak gösteren devlete net bir mesaj verdi: “Sen bana güven verdiğin sürece ben devletimin yanındayım” dedi. Referandumda çok yüksek “Evet” vererek devletten PKK’ya bir daha alan bırakmaması için talepte bulundu.
Kürt vatandaşların bu extra desteği olmasaydı eğer; sanırım referandumun sonucu çok daha farklı olabilirdi. Eminim ki devlet, hükümet ve özellikle Recep Tayyip Erdoğan bu mesajı çok net aldı. Reis’in 16 Nisan akşamı yaptığı konuşmadan da bu anlaşılıyor. Reis, Kürt halkına şükranlarını sunmuş ve Kürtler’in mesajını aldığını üstüne basa basa dile getirmiştir.
Anayasa değişikliği metni, kararsızlara ve AK Parti tabanında bulunan hayırcı seçmene anlatılamadı. Referandum aceleye getirildi ve teşkilatlar genel seçim havasında çalıştılar. Metnin gerekliliğinin anlatılması gerekirken; teşkilatların söylemi yine yollar ve köprüler üzerinden oldu. Sahada hiçbir varlık göstermeyen MHP de, varlığı aleyhe çalışan AK Parti teşkilatı da nitelikli bir çalışma yapamadı.
Bu oyların hemen hemen tamamının Recep Tayyip Erdoğan’a verildiğini söyleyebilirim. Reis sahaya inip kendisi çalışmasaydı eğer; AK Parti’nin hüsrana uğraması içten bile değildi. Bundan dolayı AK Parti teşkilatına net olarak “iyi ve nitelikli çalış’’ mesajı verilmiştir.
Devlet Bahçeli’ye olan mesaj çok sert oldu. MHP gibi disiplinli bir partinin, kendi liderinin sözüne îtimad etmediği sonucu ortaya çıktı. Bu durum Bahçeli’nin karizmayı fena halde çizdirğini gösteriyor.
Avrupa’ya bir mesaj vardı: Milletimiz, AB ülkelerinin yayınladıkları raporların da, ilettikleri kaygıların da hiçbir kıymeti olmadığını gösterdi. “Kaygılarınız bizim amacımızdır” mesajı verildi.Tek adam ve dikta rejimini ağzından düşürmeyen edepsizlere, Hayır diyenlerin korkutulduğunu iddia eden korkaklara ve âdil bir seçim olmadığını iddia eden asalaklara bu referandum sonucu tek başına bir mesaj niteliği taşıyor. Her partiden “Evet” ve “Hayır” oyları sürpriz bir şekilde dağıldı. Bu da ne kadar demokratik bir seçim olduğunu gösteriyor. Demek ki herkes propagandasını yalan ve yanlış bile olsa özgürce yapmış.
Tek bir istisna var: CHP seçmeninden “Evet” yönünde hiçbir eğilimin olmadığı öngörülüyor. Böyle uç bir durum, CHP içinde demokratik olmayan dinamiklerin varlığına delil olabilir. Belki de “Evet” verecekleri korkutmuşlardır.
Şaka Şaka… Şizofrenliğe gerek yok. Çok güzel bir referandum süreci geçirdik. Yorucu ama keyifliydi. Vatanımıza ve milletimize “HAYIRLI OLSUN…”