Anayasa değişikliklerinin getirdiği yeni düzene en karşı olanın, gelecek değişikliklerden haberi olduğunu sanmıyorum.

Düşünülmeden kabul edilen değerler bizim için kötü sonuçlar doğurabilir. Teşbihte hata olmaz. Bunu Yaratıcıya iman gibi düşünün. Sağlam temeller üzerine kurulmayan bir inanç, çok kolay yıkılabiliyor. Hatta Yaratıcı’ya isyana sebebiyet verebiliyor.  Yaratıcı’ya isyan eden insanoğlu; daha en başta düşünmeden kabul ettiği bir sisteme isyan etmez mi? Emin olun isyan etmekte tereddüt bile etmez.

Dogmaları ve ön kabulleri yıkma zamanı gelmedi mi daha?

Sıkılmadık mı “Ne olursa olsun’’ demekten?

Bir günün sonraki gün ile ve hatta bir saatin sonraki saat ile aynı olmadığı bir dönemde, bir dünyada ve Türkiye’de “Ne olursa olsun’’ demek…

Aklımızı kullanmak gelmiyor aklımıza. İdeolojilerimiz, en basit doğruları bile görmekten uzaklaştırıyor bizleri. Bazen öyle bir hâl alıyor ki; kendi doğrularımıza bile yanlış demeye başlıyoruz. Tembelliğimiz, aklımıza vurmuş.

Özellikle son dönemde ortalığı velveleye verdiğimiz “Başkanlık tartışması” bu fikri maalesef haklı çıkarıyor. Mecliste tekmeli tokatlı kavga eden yaşını başını almış amcalar “Anayasamız’’ı yeniden yapılandırırken; kendi parti sözcüsünün dediğinden ayrılmayan vatan evlatları da akşam izledikleri siyasi tartışma programlarında kendi fikirlerine aykırı olanlara küfretmekle meşgul…

Bir taraf “Ne olursa olsun’’ Recep Tayyip Erdoğan’a ve dolayısıyla yeni düzene karşı.

Bir taraf “ne olursa olsun’’ Recep Tayyip Erdoğan’ın ve dolayısıyla yeni düzenin yanında.

Anayasa’yı, içeriğini, yeni düzenin “teknik olarak’’ ne getireceğini ve maddeleri ne okuyan ne de konuşan var. Tek adam aşağı, tek adam yukarı. Ülkenin barolar birliği başkanı bile çıkıp tüm Anayasa paketini ve sistem değişikliğini sadece tek adamlık üzerinden değerlendiriyorsa halk ne yapsın dimi?

Yâ hu Cumhurbaşkanı’nın yargılanması gerektiğini ağzına sakız eden CHP; Cumhurbaşkanı’nın cezai sorumluluğunu düzenleyen 9. maddeye ret oyu vermedi mi? Bu kadar kolay mı ya? Koskoca parti, koskoca milletvekili topluluğu bu kadar basit bir çelişkiye düşebilir mi? Ben buna siyaset demem. Bildiğin saçmalığın daniskasıdır bu!

Anayasa değişikliklerinin getirdiği yeni düzene en karşı olanın, gelecek değişikliklerden haberi olduğunu sanmıyorum. Maddeleri okuduğunu da sanmıyorum.

Bu değişiklikleri ve yeni düzeni sonuna kadar savunan kişinin de gelecek değişikliklerden habersiz olduğuna ve maddeleri okumadığına eminim.

Bize söylenen şey ne ise onu söylüyoruz. Bizden ne istememiz isteniyorsa; onu istiyoruz.

Millet olarak yapmadığımız tek şey: “DÜ-ŞÜN-MEK’’.

Karşıtlığımız fikirlere değil; şahıslara karşı. Düşmanlığımız sistemlere değil; partilere karşı. İnandıklarımız bizim tasarrufumuzda değil. Kuklacı ile kukla arasındaki ipleri kesmek gerekmiyor mu artık?

Eğer bu sistemi kabul edeceksek de kabul etmeyecekse de yönetenlerin söylemleri ile değil; kendi düşüncelerimizle yapalım bunu. Bize, insana ve Müslümana yakışan da budur

Lütfen düşünelim…