Açlık ve yetersiz beslenme (gizli açlık), çağımızın en büyük problemlerinden birisi.

Dünyada yaklaşık 795 milyon insan sağlıklı bir yaşam sürmek için yeterli gıdaya ulaşamıyor. Yani Dünyada her dokuz kişiden biri gece aç yatıyor.

Açlık çeken insanların büyük bölümü gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki açlık oranı %12,9.

En aç kıta Asya.

Asya’da toplam nüfusun üçte ikisi aç. Güney Asya’daki açlık oranı son yıllarda azalırken batı Asya’daki açlık oranı artıyor.

Sahra altı Afrika, nüfus oranına göre açlığın en yoğun yaşandığı bölge olup dört kişiden birisi yetersiz besleniyor. Bu bölgede yetersiz beslenme beş yaş altı çocuk ölümlerinin %45’inin yani her yıl 3,1 milyon çocuğun hayatını kaybetmesine neden oluyor.

Bir de gizli açlık var ki, gelişmekte olan ülkelerdeki her altı çocuktan birisi yeterli beslenemediğinden dolayı aşırı düşük kilolu.

Açlık ve yetersiz beslenme sadece insanların acı çekmesine ve sağlıksız olmasına değil, aynı zamanda eğitim ve istihdam gibi diğer birçok gelişme alanındaki ilerlemeyi yavaşlatması açısından da önemli. Bir başka deyişle kronik ve gizli açlık, çekildiği ülkelerin gelişememesini… yani hep gelişmekte olan ülke olarak kalmasını sağlıyor. Peki bu zengin dünya tarafından istenilen bir şey mi?

Dünya Gıda Programı’na (WFP) göre kadın çiftçilerin kaynaklara erişimi erkeklerle aynı olabilirse, dünyadaki aç sayısı 150 milyona kadar azaltılabilirmiş… 66 milyon aç okul çağındaki çocuğun yeterli beslenebilmesi için yılda 3,2 milyar dolara ihtiyaç varmış… Her yıl tonlarca gıda yardımı yapılıyormuş… Taşıma suyla değirmen dönmez.

Bu çözümlerde gerçekçilik yok, açlıkla sürdürülebilir bir mücadele yok!

Açlığın gerçek nedeni nedir?

Sadece coğrafya mı? Hiç sanmıyorum…

Sömürgecilik mi?

Savaşlar mı?

Gıda dağılımındaki eşitsizlik mi?

İsraf mı?

Şüphesiz hepsinin payı var ve bazıları kasten yapılıyor. Gıda dağılımında da ciddi eşitsizlik var. Basit bir hesap ile sadece gelişmiş ülkelerde tüketilen gıdanın dörtte birinden daha azı Dünya’da açlık çeken insanların tamamını yeterince besleyebiliyor.

Peki ya israf… Gezegenimizde üretilen gıdanın üçte biri tüketilmeden atılıyor. İsraf edilen yiyeceğin değeri bir trilyon doların üzerinde.

İstatistiklere göre gıda israfının %45’i evlerde gerçekleşiyor. İsrafta “her şey dahil” otellerin ve açık büfelerin payı da oldukça fazla. Çöpe giden dolu tabakları gördükçe insanın içi sızlıyor. Ülkemizde sadece israf edilen ekmekle iki milyon kişi daha doyabilir. Ve maalesef sanılanın aksine yiyecek atıklarının yeniden değerlendirilmesi diğer sanayi alanlarına kıyasla oldukça verimsiz.

Kısacası dünyada üretilen gıda miktarı tüm insanları beslemek için yeterli ve esas mücadele edilmesi gereken İSRAF.