Önümüzdeki 24 Haziran seçimlerini anlamaya çalışırken “kuru rakam” analizlerinin ötesine geçmek ve toplumun değişen anlam dünyası ile birlikte bu rakamlara bir anlam vermek, çok daha isabetli yorumların önünü açacaktır.

On altı yıllık AK Parti iktidarının ürettiği bütün alanlardaki katma değer ve ona bağlı olarak gelişen toplumsal sinerji hem yeni anlamların üretilmesinde hem de var olanların genişletilmesinde son derece önemlidir.

Osmanlının, Prof. Dr. İsmail Doğan’ın ifadesiyle, “bozgun kuşağı” olarak adlandırılan, kadim ile cedid arasına sıkışmış nesillerinin -bir özgüven kaybıyla- güzelden kötüye gidişi durduramayışı nasıl ki dönemin bütün bileşenlerinden bağımsız değilse, bugünde “inşa ve ihya kuşağı” olarak adlandırılan ve özgüven kazanmış nesilleri, şimdinin bütün bileşenlerinden bağımsız değildir demek istiyorum.       

Enformasyon Toplumu hızlı bir değişimi temsil ediyor. İngilizler 1988 yılında hazırladıkları bir eğitim raporunda “bu değerlendirme ve öneriler üç yıl içindir” diyerek toplumsal değişimin gücüne işaret ediyorlardı. Oysa bugün bu hız çok daha fazladır.

Seçmen davranışlarını ve özellikle de genç seçmenin davranışlarını tahlil etmek, çok dinamik bir süreci gerekli kılıyor.

AK Parti iktidarında büyümüş, özgüveni yüksek bir devlet adamına şahit olmuş, 15 Temmuz gibi bir “bela”yı püskürtecek kadar inanç ve azme şahit, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarıyla farklı ve hiç kuşkusuz büyük zaferlerin hem içinde hem şahidi bir nesli anlamak ve anlamlandırmak, bir içselleştirmeyi mecbur kılıyor.

Toplumsal katmanların hissiyatı olmadan, iç içe girmiş birçok bileşenli toplumsal tabloyu içselleştirmeden yapılacak her okuma ve anlamlandırma yanılmaya mahkûmdur.

Bu neslin özgüvenle ve bilgiyle, bu defa yanlış olanı “lağv” ederek yerine olması gerekeni koyacak “yeni bir kuşak” olduğu gerçeği burada ki en önemli çıkış noktasını temsil ediyor.

Evet, bu kuşak da “bozuyor” ama elbette inkârı, iğretiyi, taklidi… Tabi ki her öncü nesil gibi en büyük türbülansları, riskleri de üstlenerek bunu yapıyor…

İnisiyatif almak, dalgalara göğüs germek, zihni durultarak ilerlemek çok önemli…

Fikri “zeval”de olanlar her türlü bulandırmaya teşebbüs ederken, “ihya” bütün bu pusları dağıtacak bir kararlılık ister. İşte ehemmiyetsiz puslandırma ve iftiraların sahipleri, bu kararlılığı gördükleri için çılgına dönüyorlar… Olmadık, akla hayale sığmayan manipülasyonlar ve spekülasyonlar yapıyorlar…

Olsun, inşa ve ihya neslinin “çelik gibi sert”leşmek için buna da ihtiyacı var… O, çelikleşerek elde edeceği gücü ne kadar yükseltirse, davasının gelecek nesillerin elinde gevşemesi de o denli zorlaşacaktır.

Yeni bir zihin kuran, küresel bir güç olma yolunda ülkesinin geleceğini şekillendiren bu özgüveni yüksek nesil, geleceği için iktidar, istikrar ve istikbal anlamına gelecek olan 24 Haziran’ın gayet farkındadır.

Birilerinin envaiçeşit riskle elde ettiği birikimler üzerinden, “müflis” bir tavırla vaatler fırlatanların da kendi çıkarları için ülkeyi riske atanların da…

Bu seçim, “zeval”de olanların son umut adımı olabilir ama “yeniden doğanlar”ın sadece ilk adımlarından biridir…