Irak’ta Amerikan askerlerinin bulunduğu iki askeri üsse düzenlenen füze saldırısının ardından İran dini lideri Ali Hamaney, ABD Başkanı Donald Trump’ı yüzünde tokat iziyle gösteren bir fotoğraf yayınladı.
Oysa yaşanan son gelişmeleri alt alta sıraladığımızda tokadı yiyenin Trump değil Hamaney olduğu açıkça görülüyor.
Önce Kerkük’ün batısında Amerikan askerlerinin bulunduğu bir üsse saldırı düzenlendi ve saldırıda Irak asıllı bir Amerikan vatandaşı hayatını kaybetti.
Ardından Amerika, Haşdi Şabi’nin askeri kamplarını vurdu ve aralarında İranlıların ve örgüt üyelerinin de olduğu 19 kişi öldü.
Bunun üzerine Bağdat’taki ABD Büyükelçiliği’ni kuşatan göstericiler elçiliğin dış duvarını yaktı.
Amerika’nın tepkisi İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’yi ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis’i hava saldırısıyla Bağdat Havaalanı yakınlarında öldürmek oldu.
Süleymani’nin öldürülmesine misilleme olarak İran, Irak’taki iki hava üssüne füze saldırısı düzenledi.
Tahran’dan yapılan açıklamada saldırıda Amerikalı 80 askerin öldüğü iddia edilse de gerçekte ölen hiçbir asker olmadığı, İran’ın saldırıyı önceden haber verdiği ve üslerin boşaltıldığı, füzelerden birçoğunun hedeften uzak bölgelere düştüğü ortaya çıktı.
Bir yanda çok ciddi can kayıpları ve Süleymani gibi bir ismin ölümü, diğer yanda elçilik binasının yakılması ve iki askeri üste meydana gelen bir miktar maddi hasar…
Ayrıca bir de düşen Ukrayna yolcu uçağı konusu var ki, Irak’taki üslere düzenlenen saldırı sırasında İran hava savunma sistemleri tarafından yanlışlıkla vurulduğu kesinleşirse Tahran’ın başını çok ağrıtacak.
Fakat İran’ın propaganda konusunda hayli mahir olduğu gerçeğini itiraf etmek gerekiyor.
Çünkü yukarıdaki tablodan “zafer” çıkarmak büyük bir maharet ister.
Düğmesine basılmasıyla birlikte harekete geçen İran propaganda makinesine göre, saldırılarda hiç kimse ölmemiş olmasa bile, Amerikan askerlerinin bulunduğu üslerin hedef alınması dahi büyük bir başarı.
Arap sokağındaki İran yandaşları, “Buna cesaret edebilecek herhangi bir Arap ülkesi var mı?” diye sorarak, “Amerikalı 80 asker öldü” yalanını unutturmaya çalışıyor.
Bu arada, sanki Amerika’nın yanlış ve yıkıcı politikalarına karşı olmak için mutlaka İran’ı desteklemek gerekiyormuş gibi, molla rejiminin asılsız propagandalarına inanmayanlara klasik alışkanlıklarıyla “Amerikancı” yaftası yapıştırıyorlar.
İran’dan tehdit içerikli açıklamalar gelmeye devam etse de Tahran’ın gerginliği tırmandırmaya niyetli olmadığı anlaşılıyor.
Yakın gelecekte İran’ın finanse ettiği terör örgütlerinden de Amerikan askerlerine yönelik ciddi bir saldırı beklenmesin.
Çünkü Tahran, Amerika’nın böyle bir saldırıyı İran tarafından gerçekleştirilmiş kabul edeceğinin ve karşılıksız bırakmayacağının farkında.
Her şeye rağmen krizin kontrol dışına çıkmaması ve gerginliğin tırmanmaması başta Irak olmak üzere bölge ülkeleri için sevindirici bir gelişme.
İran’ın yıllardır kan ve gözyaşında boğulan bölgede yangını daha da alevlendirmektense “Amerika’ya karşı zafer kazandık” diye övünmesinde ve yandaşlarını teselli etmesinde beis yok.