Geçtiğimiz yıl 7 Haziran seçimleri sonrasında oluşan tablo ve bu tablonun güya üç muhalefet partisinin koalisyonunu gerektirdiği algısını yıkan, o tablonun gerçekleşmesine müsaade etmeyen en önemli isim kuşkusuz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakanlık teklif edildiği halde elinin tersiyle reddeden Devlet Bahçeli’ydi. Başbakanlık gibi bir koltuğu elinin tersiyle reddedebilecek siyasetçi az bulunur. Az bulunur çünkü siyasetin tabiatı bu koltuğu reddetmeye müsaade etmez!
Devlet Bahçeli o az bulunan siyasetçilerden biriydi ve halen az bulunan siyasetçilerden biridir. Daha öncesinden Abdüllatif Şener örneğine, Erkan Mumcu örneğine hep birlikte şahit olduk. Onlar ellerinin tersiyle reddedemediler!
Neyse… Niyetimiz bu yazıda siyasetin tabiatını tartışmak değil. İşte 7 Haziran seçimleri sonrasında üçlü koalisyonun gerçekleşmesinin neredeyse imkânsız hale geldiği görülmeye başladığı sıralarda birden ortalığı darbe tellalları kaplamıştı. Darbenin eli kulağındaydı vesaire…
İşte o tellallardan birinin yolu da bizim eve düşmüştü. Taziye ziyareti için evimize gelen paralel kurye bir nevi “Aba altından sopa göstererek” bizi kendince hizaya getirmeye çalışıyordu! Neler diyordu mesela?
Mesela şunu: “Yüzde bir katrilyon ihtimalle en geç 2016 Temmuz’unda darbe olacak.”
Mesela şunu: “Yüzde bir katrilyon ihtimalle en geç 2016 Temmuz’unda Tayyip gidecek.” Tayyip gidecekten kasıtları “Tayyip öldürülecek” anlamına geliyordu. Öldürülmesi de muhtemelen iki yolla olacaktı: Ya darbe öncesinde bir suikastla öldürülecekti. Ya da darbe sonrasında yargılanacak ve idam edilecekti. Darbe başarılı olsaydı demek ki öyle uzun bir yargılama sürecine şahit olmayacaktık. Üç-beş gün içinde vatana ihanetten yargılayacaklar ve temmuz ayı bitmeden idam edeceklerdi! Neye niyet neye kısmet derler ya hani, işte öyle bir şey!
Mesela şunu: “Üstad seni listeden çıkarmaya çalışıyorum, ama ne zaman senin ismini gündeme getirsem paşalar önüme bir dosya atıyor. Ve “Bak senin savunduğun adam ne biçim Tayyipçilik yapıyor” cevabını veriyorlar.” Listenin ne olduğunu anladınız tabii ki! Liste 15 Temmuz’dan sonra da sık dile getirilen infaz listelerinden biriydi sizin anlayacağınız!
Bu dile getirilenlerin pek önemi yok. Önemli olan 15 Temmuz’dan tam bir yıl önce paralel kuryelerden biri çıkıyor ve insanlara aba altından sopa gösteriyor! Kendinde bu cesareti bulabiliyor. Önemli olan bu! Ayrıca, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a karşı suikast planlarının hazırlandığı, bu planların işe yaramaması durumunda ise darbeden hemen sonra idam ederek hayatına son vermeyi daha darbenin planlama aşamasındayken hesaba dâhil etmeleridir önemli olan! Üstelik bu darbe planlarından, kaç tane olduğunu bizlerin bilemediği kuryelerden bir kuryenin ana hatlarıyla haberdar olabilmesidir önemli olan!
Doğruluğunu bilemeyiz, ama bende şöyle bir bilgi var: Paralel gâvurlar 15 Temmuz gecesi için 100 bin adet ceset torbası hazırlamışlardı! Yine doğruluğunu bizim bilemeyeceğimiz bir başka bilgi ise 11 adet infaz listesinin olduğu şeklinde bir içeriğe sahip! Her listede ise 9 bin 800 kişi olduğu da rivayet ediliyor! İster alt alta toplayarak, ister çarparak yapın hesabınızı ortaya çıkan rakam dudak uçuklatacak düzeyde: 107 bin 800! Bunların doğru olup olmadığını tabii ki biz bilemeyiz! Bilenler ise bu bilgiyi kamu ile paylaşmazlar!
Ha, o kuryeye ne mi oldu?
Ne olacak? Şu anda cezaevinde! Açıklanan resmi tutuklama gerekçesi “Millet Gazetesi’nde yazdıkları, Bank Asya’yı kurtarmak üzere 50 bin dolar yatırması!” Kuryeliği de hesaba dâhil midir bilemeyiz! Çünkü ifadesi üzerinde gizlilik kararı var!