Yıkıldı gitti onca binalarım,
Yüreğime binler âteş düştü,
Âh-u vâh ile geçer günlerim,
Gönlüme nice figanlar düştü.
Nereye gitti o ahlâk ve edebim,
Kalmadı ne hayâm ne de irfanım,
Ceddimi düşündüm bir an,
İçime tükenmez acılar düştü.
Ey sonsuz lütuf sahibi Allah’ım,
İmdâd eyle mahvoldu kulların,
Dillerinde dolaşırken adın,
Kalplere nice nifaklar düştü.
Acı ile kıvranır oldum her bakışta,
Günahla yaşıyor kullar her yaşta,
Derler ki hayat sadece “aşk”ta,
Ümmetin evlâdına şeytanlar düştü.
Gördüm ki küfrün sözleri öne geçti,
İman hakikatleri yazık ki hiçe gitti,
Ana başka yavru başka oldu,
Giyim kuşamıma “tâcir”ler düştü.
Kadınla erkek yarışır oldu,
“Mahremiyet” çoktan unutuldu,
Utanan yüzler hepten yok oldu,
Hayâma sayısız hainler düştü.
Örtüm vardı kubbeler misâli,
Edebim vardı duvarlar misâli,
İffetim vardı betonlar misâli,
Göğsüme nice bombalar düştü.
Erini “er” bilen gelinler vardı,
Eşini kıskanan yiğitler vardı,
Artık ne sevgi ne saygı kaldı,
Sîneme zehirli oklar düştü.
Vîrane oldu şimdi eserlerim,
Yerinde baykuşlar öter oldu,
Canımdan can çıkar düşündükçe,
Dilime ancak âh ile vâh düştü.
Hasretle beklerim, gelecek günlerim,
Bir umutla koşturmak isterim,
Verecektir Kadir olan Rabbim,
İçime üfleyen rüzgârlar düştü.