Dünya nereye gidiyor ve bu gidişte Türkiye’nin yeri neresi anlamak için birçok veriye bakabilir ve birbirinden farklı yorumlar yapabiliriz. Ben iki gelişmeye dikkatinizi çekmek istiyorum.
Birincisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın YPG’den söz ederken, harfleri Türkçe değil de İngilizce telaffuzuyla “Vay-Pi-Gi” olarak okuması. Kolombiya’da bir terör örgütü vardı ve adı FARC’dı. FARC İspanyolca, “Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri” demek ama dünyada onlara hiç kimse “KDSG” demedi, örgütün adını Türkçe söylemedi; çünkü örgütün adı İspanyolcaydı. İngiltere’de “IRA” vardı anlamı “İrlanda Kurtuluş Ordusu” olmasına rağmen biz ona hiç, “İKO” demedik, hep İngilizce “IRA” dedik; çünkü örgütün adı İngilizce’ydi. Türkiye’de PKK var ve örgütün adı Kürtçe, “Kürdistan İşçi Partisi” demek. Ama biz örgüte hiç “KİP” demeyiz; hep “PKK” deriz; çünkü örgütün adı Kürtçe. Peki adı Arapça “DAEŞ” olan bir terör örgütüne niye Türkçe “IŞİD” diyorlar? Maksat, Türkiye’yle ilişkilendirmek. Maksat, Türkiye’yi suçlamak. Maksat, algı oyunu… Maksat, fitne fesat. Maksat, her zaman ki gibi rezalet aslında… Eskiden olsa ne olurdu? Biz savunmaya geçerdik, “Biz DAEŞ değiliz, onlardan değiliz” diye savunma pozisyonunda kendimizi ifade etmek için çırpınırdık…
Şimdi ne oluyor peki? “Madem siz PKK’yı destekliyorsunuz, madem PKK sizin adamınız, alın o zaman onların adı da İngilizce” diyor Türkiye. Şimdi onlar savunmaya geçsinler, ki yavaş yavaş telaş yapmaya da başlamışlar. Bir haftadır özellikle Amerikan gazetelerinde bir terör örgütünün adının İngilizce söylenmesinin ve doğrudan ABD ile ilişkilendirilmesinin “Trump’ın hatası” olduğunu söyleyen yazılar yayımlanıyor. Düşmanı düşmanın silahıyla vuran Türkiye…
İkinci gösterge ise, Cerablus örneğidir. Fırat Kalkanı’ndan sonra Cerablus’un işgal edilmemesi, yeniden imar edilmesi, hayatın normale dönüp örnek bir yapılanma başlaması, Türkiye’de çok fark edilmiyor ama; Yemen, Lübnan hatta bazı Afrika ülkelerinde adı verilerek örnek gösteriliyor. Bu emsal yeni Türkiye’nin dünyaya ne teklif ettiğinin ve neyi temsil ettiğinin açık bir göstergesidir…
1. Dünya Savaşı’ndan sonra şekillenmiş mevcut dünya modelinin, nereden çürümeye başladığının ve birkaç sene içinde dayanamayıp çöktüğünde, yerine neyin rağbet göreceğinin en temiz göstergesi olan bu iki örneği iyi incelememiz lazım…