Sizlere bugün arşivlerde yer alan bir belgeyi paylaşacağım: Bu belgeyi Prof. Dr. Fahri Sakal hocamızdan aldım. Belgede adı geçen kişi tek parti döneminin yani CHP’nin Kayseri İl Başkanı Necmettin Feyzioğlu. Soyadından çıkarmışsınızdır da yine de hatırlatayım. Şu anda Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı yapan Avukat Metin Feyzioğlu’nu dedesi.
Belge aynen şöyle: “Bir partili arkadaşımız aleyhinde açılmış dava, mahiyeti itibarıyla arkadaşımızın müdafaasını lüzumlu kıldığından bu dava Bünyan ilçesi başkanı ve tarafımdan müdafaa edilmiştir. Diğer bir arkadaşımız aleyhindeki aynı mahiyette açılan diğer bir dava da vaktinde haber alınamadığından müdafaa edilememiş, arkadaşımızın tecilsiz mahkumiyeti ile neticelenmiştir. Temyizde hükümler bozulursa icab eden yapılacaktır.”
Kayseri CHP İl İdare Kurulu Başkanı Necmeddin Feyzioğlu.(KAYNAK: BCA, CHP.K 490. 01/ 169. 672. 1.)
Yani diyor ki Dede Feyzioğlu; Ey CHP’li arkadaşlar ! Hakkınızda açılmış herhangi bir dava varsa bana bildirin. Ben sizi kurtarırım. Hatta diyelim ki bana haber vermediniz de ceza aldınız. Yine haber verin, ben onu da temyizde hüküm bozulursa yeniden yargılamada hallederim.
Peki Dede Feyzioğlu’nun torunu Metin Feyzioğlu bugün ne diye dolaşıyor kapı kapı ? Sakın bunlara oy vermeyin. Eğer ‘Evet’ verirseniz yargı siyasallaşır. Şimdi biz bu belgeyi yayınladık. Sayın Feyzioğlu desin ki bu belge yalan. Ya da Dedemse de yanlış yapmış. Diyebilir mi sizce? Diyemez…
Çünkü yargı onların vesayetinde olunca güllük gülistanlık ama irade milletin temsilcilerinin eline geçince diktatörlüktür. Bunların Adalet Bakanı 1990lı yıllarda, hakim, savcı alımlarıyla ilgili konuşurken, tabi ki kendi militanlarımızı alacaktık. Ülkücü alacak halimiz yoktu diye alenen söylemedi mi?
12 Eylül darbesinden sonra on binlerce insana yargı eliyle işkence yapılırken, tüyü bitmemiş çocuklar bir oradan bir buradan asılırken yargı hukuki davranıyor ama milletin iradesinden yana tavır koyunca yargı siyasallaşıyor öyle mi?
Yargı insanların dinine, inancına, özgürlüğüne engel olurken hukuki ama darbecileri, vesayetçileri, inanç düşmanlarını yargılarken siyasallaşıyor öyle mi?
Aslında bunların ne demokrasi derdi vardır hatta ne cumhuriyet derdi. Bunlar düpedüz vesayetçi, dayatmacı, diktacı zihniyetin mensuplarıdır. Milletin değerlerine düşmandırlar, milletin kültürüne düşmandırlar. Milletin özgürlüğüne, milletin inancına, başörtüsüne düşmandırlar.
Bugün Tayyip Erdoğan’ı da kendi vesayetçi, dayatmacı zihniyetlerinin önünde engel gördükleri için diktatör diye lanse ediyorlar. Çünkü şimdiye kadar kendilerine direnenleri bir şekilde derdest ettiler, idam ettiler, zehirlediler, hapsetmek istediler. Şimdi karşılarında dişli mi dişli bir rakip ve arkasında da 15 Temmuz’da vatanı kurtaran bir millet var.
Rahmetlik Cem Karaca hani diyordu ya: Raptiye rap rap/zaptiye zap zap rep rep /n’aber/netekimgene geldi şapka rep rep.
Bu dönemler bitti arkadaşlar. 16 Nisan akşamı vesayetçi beyaz Türklerin defterleri kapanırken Milletin iradesinin önündeki tüm engeller kalkacak inşallah.