Kavganın nerede döndüğünü ve Batı’nın, Erdoğan ve ekibine niye saldırdığının farkında değiliz. Meseleyi kişisel zannediyoruz. Erdoğan’a saldıran gâvuru, Erdoğan’ın şahsına kızgın ve derdinin de şahsıyla olduğunu zannediyoruz…
Neyini sevmemişler Erdoğan’ın? Kral Selman’ı, Kral Abdullah’ı çok seven; Hamaney’i, Muhammed Dahlan’ı çok seven Batı, Erdoğan’ı niye sevmiyormuş ki? Batı’nın meselesi Erdoğan’ın şahsı değil, Erdoğan’ın hedefleri, fikirleri, yaptıkları ve yapma ihtimali olan planları… Gâvur bunlardan nefret ediyor. Ben de zaten bunlardan dolayı “Gâvura karşı Erdoğan’ın yanında birlik olmalıyız” diyorum. Sözün özü; gâvur, Erdoğan’ın şahsına saldırmıyor; ben de Erdoğan’ın şahsını savunmuyorum. Bakü’den Kars’a gelen tren yolu İstanbul 3. havaalanına bağlanıyor mu güzel kardeşim? Bağlanıyor… Havaalanı ve limanların yolları Edirne’den Avrupa’ya çıkıyor mu? Çıkıyor… O yollar Belgrad’a, oradan da Adriyatik sahillerindeki limanlara gidiyor mu? Gidiyor… Şimdi en başa git; Hazar kenarındaki Bakü’den Çin’e hat kurulunca ne olacak? İşte bu “Adriyatik’ten Çin’e” diye anlatılan kendi jeopolitik hafızandan çıkmış milli, yerli dünya tarifinin bir adımı değil mi kardeşim? AB’nin de, ABD’nin de geleceğinin şekilleri bu yeni çizilen hatlara bağlı olmayacak mı kardeşim? Olacak… Peki biz nasıl görmeyiz bunu? Hadi göremedik, çok işimiz vardı gözümüz, aklımız başka yerdeydi diyelim. Nasıl olur da bunu görüp uykusu kaçan Batı’nın, hep birlikte “Diktatör” diye niye bağırdığını, nasıl anlamayız? Bir dakikalığına unutun Erdoğan’ı, başka birini koyun o makama, (canınız kimi istiyorsa) ona da “Diktatör” diyecek aynı gâvur, emin ol diyecek. Mesele; krizlere sıkışmış, müşteri kalacak kadar nefes alan ama rakip olmayacak kadar hasta bir Türkiye. İşte modern, çağdaş vs. gibi sihirli kelimelerle süsleyerek dayattıkları, istedikleri Türkiye bu…
Diyelim ki bu heyecanlandırmadı seni, pek de umurunda değil. Araba taksiti, tatil masrafları gibi konular daha önemli olsun. Böyleysen bile bunu desteklemen lazım; çünkü bu harita şiirlere sıkışmış bir “Kızıl Elma” değil; yeni dünyanın ekonomi meselesi. Tek derdin zengin olmak olsa bile yine bu akla destek vermelisin? Bu kavga kişisel değil, şahsi değil; bu kavga battı, gitti, çöktü denilen Türkiye’nin 10 yılın rekorunu kırıp 13.5 milyar dolar ihracat yapması. Batan, çöken, gerileyen ülkeyi niye işgal etsin gâvur? Niye 15 Temmuz’da ele geçirmeye çalışsın? İflas etmiş olsak ölmemizi beklerlerdi; niye işgal etsinler ki?
6 Kasım 1903 Cuma günü açılan Mektebi Tıbbiye Şahane’yi Cumhuriyet kurulur kurulmaz gelip kapatan İngiliz, “Bir daha böyle şeylere yeltenmeyeceksiniz” diye emir vermişti. Bundan sonra dünyaya ilaç ve doktor göndermeyeceksiniz. Bundan sonra Türkiye dışında hiç kimseye Türkçe öğretmeyeceksiniz” diyerek Tıp Fakültesi Hastanesi’ni kapatmıştı. Gâvur, Erdoğan’ın şahsından değil, 2015 yılının 6 Kasım’ında aynı tarihte, aynı yerde, aynı okulu açan; akıldan ve ideallerinden nefret ediyor. O yüzden “Diktatör” diye bağırıyor. Sen niye onunla birlikte bağırıyorsun?
60 milyar dolar enerji faturası ödüyor senin memleketin gâvura güzel kardeşim. 60 milyar dolar… Erdoğan diyor ki: “Bunu düşürelim, nükleer santral yapalım, tüketimi çeşitlendirelim, alışveriş ağımızı Hindistan’a kadar uzatalım…” Adamın 60 milyar dolar cirosu düşecek diye bağırıyor; “Diktatör” diyor. Sen niye onunla birlikte bağırıyorsun?..
Eğer gâvura gücümüzü, birliğimizi göstermezsek kaybederiz. Bizden sonraki nesli köle haline getiririz. Türkiye’nin içine gözünü diken kim varsa bu memleketin insanın şamarını yemesi lazım. Kafasını bizim evimize uzatmasına müsaade etmeyin. Evin içinde tartışacak mıyız; tartışalım kabul, kimsenin gözünün yaşına bakmayalım. Ama gâvur kafasını evin içine uzatıp sen benimle tartışırken eline bir şey verip; “Al bununla vur” diyorsa; hatta içeriye girip seninle birlikte o da bana vuruyorsa, senin buna itiraz etmen lazım. Bunu kabul etmemen lazım. Çünkü bugün Batı, senin yanındaysa emin ol ki seni sevdiğinden değil, nefret ettiği Türkiye’ye senin elinle zarar verme ihtimalinden dolayı seviyordur. Yapma bunu, gâvurun sopasıyla vurma vatanına…