On altı yaşındayken, okul ve teknoloji ile yaklaşık 18 saat vakit geçiriyordum. Okula gidiyor, ödevlerimi hızlı yapıyor ve kalan vakitlerimde ise 1995-1996 yıllarının getirdiği teknolojiyi yakından tanımaya çalışıyordum. O dönemlerde teknolojiye yakın olmak; küreselleşecek dünyayı erken tanımamı sağladı. Olgunlaştıkça, daha farklı düşünmeye başladım. Zamanla şunu görüyordum ki; çok farklı ve çeşitli şeylerle uğraşmaktansa tek bir konuya odaklanmak ve doğru çalışma daha iyi sonuçlar veriyor.

Sonraki dönemlerde küçük ve orta denilebilecek freelance çalışmalarım oldu. Zamanı daha çok kullanabilmek için az uyuyup çok çalıştığım dönemler oldu. Ancak kısa bir dönem sonra başarının sırrının çok çalışmaktan öte akıllı çalışmaktan geçtiğini fark ettim.

Meşgul olmak ve üretken olmak farklı şeyler ve aralarında ciddi bir ayrım var. Bir insan sırf meşgul olunca üretken olacağına dair garanti yok.

Bir şeyler üretmek zamandan daha çok enerjiyle alakalı bir konu. Bizimde enerjiyi doğru yönetebilmemiz için bilgi sahibi olmamız gerekiyor.

Peki, nasıl üretken olabiliriz?

Çok çalışmak bize her zaman mükemmel sonuçlar getireceğini düşünüyorsanız bence fikrinizi değiştirmeye çalışın.

Çünkü dünyada yapılan deneylerde çalışma saatlerinin 10’dan 8’e ve çalışma haftasını 6 günden 5 güne indirdiğinizde üretkenliğin daha çok arttığı görülmüş.

Sara Robinson’un yazdığı bir makale ’de: “Her gece bir saat az uyumak, kanda %0.10 alkol olduğunda yaşanan bilişsel zayıflamaya denk bir kayıt oluşturuyor” 

Eğer sizde verimli çalışmıyor olduğunuzu düşünüyorsanız, uykunuzu gözden geçirin.

Hayatta her şeyin her zaman mükemmel olmasını beklemek kişinin üretkenliğine zarar verdiğine dair ciddi araştırma sonuçları yayımlanıyor.

Kişi mükemmelleşmeyi kendisine ilke edindiğinde çok fazla zaman harcadığı, sürekli mükemmel zamanlar kolladığı ve küçük şeylere fazla odaklandığından resmin büyüğünü kaçırdığı çokta görülmektedir.

Bunu da kişinin bir şeylere çok odaklandığında kendisini farkına varmadan kilitlemesine neden olduğu sonucunu doğurmaktadır. Zaman zaman işten uzaklaşıp farklı alanlarda zaman geçirmek önemli.

Harvard Üniversitesinin yaptığı bir araştırmada; insanların bir şeyi yalnız deneyimlediklerini düşündüklerinde, daha uzun süre dayanan ve doğru anılar oluşturduğuna işaret ediyor. Başka bir çalışma, belirli bir ölçüde yaşanan yalnızlığın insanların empati yeteneğini geliştirdiğini gösteriyor. Hayatın başlarında çok fazla yalnızlığın sağlıksız olabileceğine kimse karşı çıkmazken, belirli ölçüdeki yalnızlığın ergenlere ruh hallerinin iyileşmesinde ve okulda iyi notlar almalarında yardımcı olduğu gösterilmiştir.

Ayrıca üretken olabilmek için ; derin düşünmeye zaman ayırmak çok önemli. Özellikle insanların çözümleri aramadıkları zaman bulduğu görülmektedir.

Şöyle bir gerçek var ki; Birgünde üretken olmayız. Yaşadığımız hayattavar olan herşey gibi, üretken olmakta emek istiyor. Üretkenlik ve değişim için, oturup beklerseniz gerçekleşmez. Her birimizin kendi bedenimiz hakkında yeterli bilgiye sahip olması ve enerjimizi daha mutlu, başarılı bir hayat için optimize etmek için yeni yollar ve yöntemler bulması önemli.

Özetlemek gerekirse; Daha üretken bir hayat için daha planlı ve daha sistematik bir kurgu gerekiyor. Bilinçsiz ve aşırı çalışmadan öte doğru ve kendi varlığının farkına varmış bir birey gibi çalışmamız gerekiyor.