Geçtiğimiz perşembe günü Hatay’daki sosyal yardımların koordinesinden sorumlu Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın çağrısı üzerine deprem bölgesine gittik.
*
İlk durağımız Gaziantep’in Nurdağı ilçesiydi.
Nüfusa göre en fazla ölüm hadisesinin yaşandığı yer Nurdağı.
Çabuk toparlanmışlar ama…
Oluşturulan model yerleşim merkezini gezdiğimizde gördük bunu. Hayvanların ihmal edilmediği ve sosyal donatı alanlarıyla birlikte kütüphanenin bile bulunduğu gerçekten örnek bir yerleşim merkezi…
Yaraların sarılmaya başlandığını ve normal hayata dönüş için ciddi gayretler sarf edildiğini gördük büyük bir memnuniyetle…
Biz incelemelerde bulunurken Tarım Bakanı, koordinasyon kurulu toplantısına başkanlık ediyordu.
*
Sonraki durak Hassa’ydı…
Burası da Yozgat Valisi’nin yönetiminde…
İşte bu gözlemlerimiz, ‘devlet yok’ suçlamasının hangi odaklar tarafından yapıldığını daha iyi görmemizi sağladı doğrusu.
Kendi ülkesine ve devletine amansızca düşman iş birlikçi ihanet odaklarını suçüstü yaptık da diyebiliriz.
*
Ve sonra Hatay
Ah Hatay!..
Televizyonlarda ve haber sitelerinde binlerce görüntü/fotoğraf karesi görmüştüm Hatay’a dair.
Hiçbiri bizzat şahit olduğum felaketi tasvir edecek bir mahiyete sahip değilmiş meğer…
Hüngür hüngür ağlamamak için kendimi zor tuttum…
*
Almanların ünlü Dresden şehrini bilirsiniz.
Kelimenin tam manasıyla bir medeniyet, sanat ve kültür merkezi gibiydi.
Batılı aydınların sığınak yeri olması hasebiyle de nüfusu diğer şehirlere göre daha fazlaydı.
1945 yılının şubat ayının 13’ünde başlayıp 15’inde biten bir bombardımana maruz kaldı...
İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri ile Amerikan hava kuvvetlerinin fasılasız 2 gün boyunca bombaladığı bu şehre tam 10 bin ton bomba düşmüş ve şehir yerle bir olmuştu adeta…
*
Dresden’e dair yıllar önce yazdığım bir yazıdan ötürü şehrin harap halini gösteren birçok fotoğraf incelemiştim.
Emin olunuz Hatay, Dresden’den birkaç kat daha beterdi…
Yahut Dresden Hatay’a göre çok daha iyi bir durumdaydı.
“Asrın felaketi diyerek abartıyorlar” diyen insaftan nasibi olmayan Cumhurbaşkanı adayı şahsın söylediklerine bakmayın siz, ortada, akıllara ziyan bir felaket tablosu var ki kelimelerle ifade edilecek gibi değil.
Bu arada, Dresden’de imar faaliyetlerinin geçen 78 yıla rağmen hâlâ devam ettiğini söyleyeyim de yıkımın devasa boyutunu ona göre hesap ediverin…
*
Hatay’da bizi yardım faaliyetlerini koordine eden Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş karşıladı…
Depremin ilk gününden itibaren gece gündüz demeden çalışan ve ilk 3 hafta Bursa’ya uğramadan didinen bu fedakâr başkan, deprem bölgesinde en az Bursa’daki kadar tanınıyor ve seviliyor.
*
Biyosidal ilaçlamadan tutun da hasta bakımına, yemek dağıtımından, yaş sebze ve meyve tevziine, çocuklar için oyun alanları yapımından, tankerle su servisine, altyapı çalışmalarından, seyyar banyo ve tuvalet yapımına kadar aklınıza gelebilecek her alanda hizmet sunuyor Hatay halkına…
Üstelik İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanları gibi ucuz siyaset numaralarına tenezzül etmeden sessiz sedasız ama canla ve başla çalışıyor Alinur Aktaş.
*
Başkan’ın en önemli projesi 2000 adetlik konteynır kent şüphesiz.
Hepsini kişisel gayretleri ile oluşturmuş.
Bursa/İnegöl’deki ‘Çilek Mobilya’ bu hususta Başkan’a destek çıkan en önemli firma konumunda…
*
Hülasa devlet-millet kaynaşmasının ve dayanışmasının en üstün örneklerinden biri cereyan ediyor deprem bölgesinde.
Sivil unsurlar da en az devlet görevlileri kadar canla başla çalışıyor.
Zaten öyle olmasa, bu kadar kısa bir zaman içerisinde böylesine cesim bir toparlanma söz konusu bile olmazdı.
Yalnız şu kadarını söyleyeyim ki, sivil unsurların tamamına yakını ‘İslâmî’ oldukları için horlanan STK’lar.
Tezvirat yapan ve pislik çıkaranların hiçbiri sahada yoklar…
*
Allah, katkı veren herkesten binlerce kez razı olsun.