Geçtiğimiz hafta Türkiye Araştırmaları Vakfı olarak İstanbul’da Atina merkezli Institute of Global Affairs iş birliği ile Türk-Yunan Medya ve Akademi Forumu düzenledik. Türk-Yunan ilişkilerinde, Ege'den Doğu Akdeniz'e ve azınlıklar meselesine kadar çok ciddi ve kemikleşmiş problemler bulunduğu yadsınamaz bir gerçek. Bu sorunlar geçmişte birçok defa iki ülke arasındaki ilişkilerin gerilmesine neden oldu fakat hiçbir zaman sıcak bir çatışmaya yol açmasına izin verilmedi; yani bir şekilde yönetildi. Bunun için her iki ülkenin yöneticilerini de tebrik etmek gerekir.
Bütün bu problemlere rağmen iki ülkenin de söz konusu sorunlu alanların ötesine geçerek hem ikili hem de çok taraflı ilişkilerde derin iş birlikleri geliştirme potansiyeline sahip olduğu söylenebilir. Son dönemde Türk-Yunan ilişkilerinde Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın verdiği mesajlar sonrasında ciddi bir yumuşama olduğu gözlemleniyor.
Bu yumuşamaya paralel, sorunlu alanların ötesine geçerek kazan-kazan ilkesi çerçevesinde yeni iş birlikleri geliştirmek için tabii ki mikro alanda da çalışmalar yapılması gerekiyor. Türk-Yunan ilişkileri sadece dış politika, enerji, ekonomi ve güvenlik gibi yüksek politika alanından ibaret değil. Yüksek politika alanını besleyen kültür, akademi ve medya gibi diğer sahalarda da somut projeler geliştirmek ve uygulamak için ciddi bir mesai harcanması gerekiyor. Bu alanlarda geliştirilecek ilişkiler, network’ler ve iş birlikleri kriz zamanlarında, krizin daha iyi ve rahat yönetilmesi ve derinleşmemesine katkı sağlayacaktır.
Bundan sonra her yıl İstanbul ve Atina’da olmak üzere iki defa düzenleyerek kurumsallaştırmayı planladığımız Türk-Yunan Medya Akademi Forumu, işte bu fikir çerçevesinde hayata geçirildi. Forum sırasında Türk ve Yunan kamuoylarını etkileyen faktörler arasında en önde gelenler olan akademi ve medyanın rolü tartışıldı.
Her iki ülkeden foruma katılan medya ve akademinin önemli mensupları, bu alanlarda iş birliğini geliştirmek üzere hangi somut projelerin geliştirilebileceğini tartıştılar. Ortaya çıkan fikirlere ve somut önerilere baktığımızda bunların birçoğunun hızlı bir şekilde ve kolayca hayata geçirilebileceğini söyleyebiliriz. Forum sırasında ortaya konulan somut önerilerin bir kısmını karar vericiler ve kamuoyunun dikkatine sunmak için burada paylaşmak istiyorum.
- Her şeyden önce iki ülke arasında medya, akademi, kültür ve sanat alanındaki ilişkilerin mevcut durumunun bir resminin çekilmesi gerekiyor. Yani bir anlamda envanter çalışması yapmak gerekiyor. Bunun üzerine eksik alanlar belirlenerek yeni projeler ve fikirler geliştirilebilir.
- İki ülkenin medya kuruluşları düzenli olarak ortak editoryal toplantılar düzenleyebilir.
- İki ülkenin medya kuruluşları arasında gazeteci değişimi programları hayata geçirilebilir.
- Akademi dünyasında da üniversiteler arası ortak iş birlikleri ve diploma programları hayata geçirilebilir. Erasmus programına benzer bir şekilde karşılıklı olarak öğrenci ve akademisyen hareketliliği sağlanabilir. Bunun için burs programları oluşturulmalıdır.
- İki ülkenin medya kuruluşları ve medya mensupları arasında doğrudan ilişki kurulması yalan haberlerin önlenmesi açısından elzemdir.
- Yunanistan’dan misafirlerimizin tespitine göre, Yunanistan’daki elitler Türkiye’yi hâlâ 1990’ların Türkiye’si gibi görüyorlar. Yeni Türkiye’nin ne olduğu, hedeflerinin ve kaygılarının ne olduğu konusunda Yunanistan’da ciddi bir bilgi eksikliği var.
- İkili ilişkilerde kamuoyunu etkileyen faktörler arasında sosyal medya gerçeğini göz ardı etmemeliyiz. Bu alanda popülizm ve dezenformasyonun hüküm sürdüğünün farkında olmalıyız.