ABD bizim 1980’lerden beri bilegeldiğimiz veya Hollywood’un resmettiği tablonun dışında yeni bir aşamaya geçiyor ya da sürükleniyor diyebiliriz. Bunun, artık iyiden iyiye açığa çıkan göstergeleri gün gibi ortada.
Trump’ın Başkanlığının kesinleşmesiyle ABD’deki aşırı sağcı ve ırkçı grupların hareketlenmeye başlaması bu göstergelerden ilki. “Alan Parker”ın “Mississippi Yanıyor” aslı kült filminden hatırlayacağınız dehşet sahnelerini Amerikan vatandaşı siyahilere yaşatan Ku Klux Klan örgütü (KKK), Trump’ın bütün adımlarını ilgiyle ve hayranlıkla izliyor. Seçim kampanyasına maddi destek sağlamayı isteseler de kampanyaya zarar vereceği düşüncesiyle olsa gerek bu bağış kabul edilmemiş.
Örgütteki hareketlenmeler, siyahi Amerikalılar tarafından endişeyle izleniyor. Ku Klux Klan örgütü, beyazların siyahilere karşı mutlak ırk üstünlüğünü savunan ve Amerikan İç Savaşı’ndan itibaren siyahilerin kazanmaya başladığı bütün hak ve özgürlüklere karşı çıkan daha da kötüsü en temel insani beklenti olan eşitliğe karşı çıkan bir örgüt. Örgütün, şiddet ve terör eylemleriyle hareket ediyor olması zamanla bir suç şebekesi olarak kabul edilmesine sebep oldu ve örgüt iki defa dağıldı. 1950’lerden sonra yeniden dirilen örgütün bugün ABD’de açıktan izleyicileri sınırlı olsa da sempatizanları hiç de az değil. Örgüt hâlâ, ABD’nin birkaç bölgesinde yerel seviyede propagandasını düşük yoğunluklu olarak sürdürüyor.
Bu hatırlatmalardan sonra, Trump’ın başkanlığı kazanmasının ardından Ku Klux Klan veya benzeri örgütlerin hareketlenmesinin maliyetli sonuçları olabileceği dikkate alınmalı.
Ku Klux Klan’ın, Trump’ın yüksek oyla seçildiği Kuzey Carolina’da ‘zafer yürüyüşü’ yapacağını açıklaması, bu sonuçlardan ilki. Bu gelişmelerden, kendisini şaibe altında bırakacağı gerekçesiyle Trump’ın da hoşnut olmadığını zannediyorum. Bu ve benzeri yürüyüş ve gösterilere izin verilmesi halinde ABD’nin güney eyaletlerinde çoğunluğu oluşturan hispanik ve Meksikalılar’ın, güneydoğu eyaletlerinde ise siyahilerin oluşturduğu çoğunluğun rahatsız olacağı ve ABD’nin çok uzun süredir kurmaya çalıştığı ve Hollywood üzerinden dünyanın inandığı iki rüyanın ağır yara almasına sebep olur. Bunlardan ilki, “Amerikan Milleti” rüyası. İkincisi ise “özgürlükler ve fırsatlar ülkesi Amerika” rüyası.
Nasipse yarın devam edeceğiz…