Kullanışlı siyasetin figürü olmazsanız, Batılı oyun sahasından diskalifiye olmanız işten bile değildir. Sarışın semtin çocukları, esmer mahalleden oyun arkadaşı edinmez. Ama kenara kaçan topları toplayacak birilerine izin verebilirler. Jeopolitikte de aynı kural geçerli: Ya kaçan topları bize getir ya da gözümüze görünme!

Geçen hafta ilginç gelişmelere şahit olduk. Tutuklu Rus muhalif Alexei Navalny, yargılandığı davada "Nazi ideolojisini halka yaymak" ve "aşırıcılığı finanse etmek" suçlamasıyla 19 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bu olayı takip eden birkaç gün içerisinde de Pakistan Başbakanı İmran Khan, şüpheli koşullar altında yürütüldüğü iddia edilen bir duruşma sonucu üç yıl hapis cezası aldı. Bu da yeterli gelmemiş olmalı ki demokratik yolla seçilmiş başbakan, önümüzdeki beş yıl için siyasetten men edildi.

BENZER İŞLER

Bu iki durumu birkaç açıdan birbirine benzetenler var… Birçok kişi Navalny'ye yöneltilen suçlamaların gerçekleri yansıttığına inanmıyor. Putin muhaliflerine göre Navalny, Mart 2024'te yapılması planlanan Rusya cumhurbaşkanlığı seçimleri düşünüldüğünde sahneye veda etmesi gereken isimdi.

Benzer şekilde, İmran Khan'a yöneltilen yolsuzluk suçlamalarının da herhangi bir inandırıcılığı yok deniliyor. Buna göre, mevcut başbakanı bu sonbaharda yapılacak Pakistan genel seçimlerinden önce oyunun dışına atmak, plan dahilindeydi.

Her iki siyasi figürün de yolu bundan önce defaatle kesilmeye çalışıldı. Navalny, üç yıl önce zehirlendi ve ölümden döndü; Khan ise geçen yılki suikast girişiminden yaralanarak kurtuldu. Her gelişme, aşama kaydetmek ister. Sonuçtan memnun olmayan karar vericiler, görünen o ki, bir diğer aşamaya geçtiler. Plan aslında basit: Ölmüyorsa, süründür!

BATI YİNE SARIŞINDAN TARAF

ABD, seçmediği diktatöre taraf olmaz; Khan'ın siyasi motivasyonlu hapis cezası konusunda ağız ucuyla bile kınama yapmadı. Şaşırdık mı? Hayır.

Dayak yiyen sarışın kendi mahallelerinden olunca ABD ve İngiltere, hemen harekete geçerek Navalny kararını kınadılar. Hatta ABD Dışişleri Bakanlığı, "adaletsiz bir mahkemenin adaletsiz bir sonucu" diyerek mahkemenin kararını sertçe eleştirdi. Kınama bununla da kalmadı; Antony Blinken, Navalny'ye yönelik verilen ek hapis cezasını jet hızla kınadı ve "Rusya'nın, muhalefet lideri Alexei Navalny'yi siyasi motivasyonlu suçlamalarla mahkûm etmesini kınıyorum. Kremlin, gerçeği susturamaz. Navalny serbest bırakılmalı." dedi.

Ancak Khan'a yönelik politize tarafı ağır basan duruşma konusunda herhangi bir ABD kınaması gelmedi. Hatırlayalım; esmer çocuklar, sarışın Batı’da sevilmezler. Khan’ın sevilmemek için şansını çok zorladığını da hatırlamak lazım. Khan, iktidara geldiğinde ABD'ye karşı dik durmuş ve meydan okuma cesaretini göstermişti.

Uzun süren muhalefet dönemi boyunca, ABD'nin terörle savaşındaki zalimliğine karşı mücadele vermiş; insansız hava araçlarının saldırılarını kınayarak hukukun üstünlüğünü savunmuştu. Bütün bunlar, Doğu’nun yanık yüzlü çocuğunu oyundan atmak için fazlasıyla yeterdi; bu oldu.

İmran Khan, bugün hâlâ ülkedeki en popüler siyasetçi. Demokratik ve adil bir seçimde zafer kazanacağı çok açık. Bu durum onu potansiyel bir tehdit haline getiriyor. “Hiçbir başarı cezasız kalmaz” dedikleri de bu olsa gerek. Şimdi Khan, dik duruşunun ve itibarının bedelini ödüyor.