Rahmetli haminnem, çok istemesine rağmen kutsal topraklara gitme fırsatı bulamadı. Bu hasretini tespihinin imamesindeki küçük delikten Kâbe’ye bakarak gidermeye çalıştı hep.
Eskiler hatırlar. Tespihlerin imamesinde küçük bir mercek ve içinde Kâbe resmi vardı. Tespihin imamesini gözünüze yaklaştırıp baktığınızda o resim kocaman gözükürdü.
Hacdan dönenlerin hediye olarak getirdiği bu tespihler, hacca gidecek imkânı olmayanların dünyaya açılan kapısıydı adeta.
Tek yaygın iletişim aracının lambalı radyolar olduğu, lambalı radyoların her evde olmadığı, gazetelerin sadece köy kahvelerinde bulunabildiği, nadiren ve bir günlük gecikmeyle geldiği bir dönemdi.
İmamesinden Kâbe’nin seyredildiği tespihlerin yerini zamanla, Mekke ve Medine’deki kutsal mekânları tuşuna bastıkça sırayla gösteren çift mercekli küçük slayt makineleri aldı.
Herhangi bir elektronik aksam bulunmayan mekanik slayt makinelerini ışığa doğru tutup baktığınızda, kutsal topraklarda adeta yolculuğa çıkardınız.
Bu slayt makinelerinde genellikle 14 adet renkli dia filmden oluşan dairesel kartuşlar kullanılırdı. Bu kartuşları değiştirerek, farklı mekânları da görebilme fırsatı bulurdunuz.
Zamanla teknoloji gelişti, internet hayatımıza girdi. Bu dönemde kutsal mekânların üç boyutlu ziyaret edildiği web siteleri kuruldu, mobil uygulamalar devreye girdi.
Suudi Arabistan kamu yayın şirketi tarafından, Kâbe başta olmak üzere kutsal mekânları 24 saat canlı izleme imkânı veren uydu kanalları ve internet siteleri devreye sokuldu.
Ardından mekanik slayt makinelerinin günümüze uyarlanmış hali olan, VR (Sanal Gerçeklik) gözlükleriyle tanıştık. Hacılar slayt makineleri yerine VR gözlüklerle dönmeye başladı yurda.
Slayt makineleri sınırlı sayıda fotoğrafı görme imkânı verirken, VR gözlükler kutsal mekânlarda dolaşıyor hissi veriyor ve gerçeklik algısını artıran cihazlar olarak öne çıkıyordu.
Son olarak, Suudi Arabistan yönetiminin Hacerü’l-esved taşının sanal gerçeklik ortamında ziyarete açılacağını açıklaması Metaverse ile hac yapılabileceği gibi yapay tartışmaya neden oldu.
13 Aralık 2021’de yapılan açıklamada, kutsal mekânların sanal gerçeklikle ziyarete açılacağı ve ilk adımın da Hacerü’l-esved olduğu vurgulanıyor, Metaverse’ten söz edilmiyordu.
Her uygulamayı Metaverse sanan bilgisizlik, her haberi magazine etmeyi marifet sanan ‘gazetecilik’le birleşince ortaya Diyanet’in bile görüş belirtmek zorunda kalacağı bir tartışma doğdu.
Bu süreçte, Diyanet’in “Metaverse ile hac olur mu?” mealindeki sorulara cevap vermek zorunda kaldığını, Hac için bedenen orada bulunmanın zorunlu olduğunu belirttiğini not düşeyim.
VR bir yana, Metaverse bambaşka bir şey. İleride Metaverse evreninde kutsal mekânları ziyaret edebileceğiz, başımızı çevirdiğimiz yeri göreceğiz, istediğimiz mekânın içine girip dolaşabileceğiz.
Oradaymışçasına bir his yakalayacağız. Görme ve işitmeye ek olarak, dokunma ve koku alma gibi duyularımızı da kullanacağız. Ancak hiçbir şey gerçeğin yerini tutamayacak.