Hadi diyelim ki anladık,

Tayyip Erdoğan’dan bir bürokratın evinden çıkan ayakkabı kutuları dolayısıyla nefret ediyorsunuz.

Bir bakanın kolundaki saat yüzünden…

Ötekinin oğlunun yatak odasındaki çelik kasalar körüklüyor bu nefretinizi.

Hadi varsın öyle olsun; Tayyip Erdoğan ağaç katili ve siz de ağaçları çok sevdiğiniz için nefret ediyorsunuz kendisinden.

Varsayalım ki, köprü bağlantı yolları yaparken perişan ettiği doğal yaşam alanları için nefret dolu gözlerle bakıyorsunuz kendisine.

İçinde ‘mercedes’ geçen bir cümle kurduğu için köpürüyorsunuz kendisine, toplumun neredeyse tamamının adını bile telaffuz edemeyeceği arabalarınızın içindeyken üstelik.

Adam saray yaptırdı bin bilmem kaç odalı ve gününü bir odadan bir diğerine geçerek gün ettiği, bir eli yağda ötekisi balda, bin bir gece masalları kıvamında bir yaşam sürdüğü varsayımından hareketle yumruklarınızı sıkıyor, dilinizi ısırıyor, gözlerinizi belertiyorsunuz; hadi diyelim bu da tamam.

Öyle değil biliyoruz ama hadi diyelim ki dedikleriniz doğru, Tayyip Erdoğan yolsuzluk yapıyor “paracıklar paracıklar” melodisi eşliğinde elindeki banknot destelerini yandaşlarına filan serpme usul dağıtıyor da ondan dolayı öfkelisiniz filan.

Siz sevgi pıtırcıkları olarak parmak arası terliklerinizle şıpıdık şıpıdık geziyordunuz da Taksim Gezi Parkı’nda; size şiddet uyguladı ve siz de tam da bu yüzden kudurdunuz diyelim.

Biz şunu iyi biliyoruz; Tayyip Erdoğan daha İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmeden evvel de siz ondan nefret ediyordunuz ve bugün “şundan dolayı, bundan dolayı” diyerek alt alta sıraladığınız hiçbir nefret gerekçeniz o tarihlerde henüz ortalarda yoktu.

Buna rağmen diyoruz ki “e abi hadi anladık” hadi tamam bütün bunlar sizin dediğiniz gibi olsun…

Bayım;

Peki, siz Mısır’ın Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’den niye nefret ediyorsunuz?

Bilmediğimiz bir şey mi var?

Yolsuzluk mu yaptı?

Ağaç katliamının organizatörlüğü görevini aşkla ve şevkle filan yürüttü diye mi kızıyorsunuz kendisine?

Saray yaptırdı da biz mi bilmiyoruz?

“Bakara makara” diyen bir danışmanı var ve siz son derece yüksek İslami hassasiyetinizin bir gereği olarak mı delleniyorsunuz oturduğunuz yerde?

“Ama bak şöyle dedi” diyebileceğiniz bir nefret cümlesini biz görmedik de size mi geçti uluslararası haber ajansları?

Hürriyet ve adalet çağrıları ile Tahrir’in yolunu tuttuklarında, namluları ötekilerine doğrultulmuş ağır silahlar mı eşlik ediyordu Mursi’nin yandaşlarına; siz bunun için mi kızgınsınız Mursi’ye?

Biz bir şeyi çok net görüyoruz bayım; siz, paralel şebekeyi yedeklenip içinde her türlü yamukluğu barındıran bir büyük organizasyonun çocukları, Tayyip Erdoğan’dan niçin nefret ediyorsanız Mursi’den de o yüzden nefret ediyorsunuz.

Hadi çekinmeden söyleyin, itiraf edin;

İslam’la probleminiz var alayınızın.

Habil ile problemlisiniz siz, açık konuşalım; Musa’nın yanında olamayanlardansınız, dedemiz İbrahim yaşıyor olsaydı sizin putlarınıza yönelecekti baltası, İsa ile aynı zamanın çocuğu olsaydınız çarmıhı bir çıkış yolu olarak görenlerle ittifak edecektiniz siz.

Başka türlü bir devlet biçimine tahammül edemiyorsunuz siz.

“İnsani diplomasi de nereden çıktı” diyenler yine sizlersiniz.

Akdeniz’i, doğal hinterlandımızı, dünyayı Müslümansız tasarlayanlarla aynı yerde duruyorsunuz.

Suriye ile sınırlar açıldığında bayramlaşan parçalanmış aileler yeniden bir araya gelecek diye kopan ödünüz, Gazze için Refah kapısı daima açık tutulacak talimatı verildiğinde Mısır’ın kolluk kuvvetlerine bir kez daha koptu, bunu gördük biz.

“Eyvah n’oluyor” dediniz, Suriye ile arasında problem çıktığı halde Suriye halkına mezhebine, meşrebine, ırkına bakmaksızın Türkiye kapılarını açtığında. Gazzeliler için Mısır aynı şeyi yaptığında yine evvela siz “eyvah” dediniz uluslararası ağababalarınızın yol göstermesiyle.

Bayım;

Siz seçilmiş Cumhurbaşkanlarımıza “diktatör” diye diye başımızın etini yediniz de ne idüğünü hangi kelimelerle tarif edeceğimizi bile şaşırdığımız Sisi için hala şirin bir kelime aramakla meşgulsünüz; farkında mısınız bilmiyorum ama o kelimeyi de bir türlü bulamıyorsunuz.

Mursi’yi asmak için yola çıkan uluslararası sistem adım adım hedefine doğru ilerlerken siz de Tayyip Erdoğan için içinde ‘idam’ geçen cümleler kurmakla meşgulsünüz.

Ve bugün sizler, eline kıl payı fırsat geçince Türkiye’ye ilişkin tek projesi Tayyip Erdoğan’ı devirmek, hapsetmek, sürmek, henüz herif gibi telaffuz etmemiş olsanız da asmak olan sizler, sizi Mısır’da Mursi’ye yapılanlar karşısında susuyor oluşunuz ele verdi, haberiniz var mı?

Siz Tayyip Erdoğan’ı ve Muhammed Mursi’yi aynı kefeye koyuyorsunuz bunu biliyoruz. Tıpkı bizim gibi. Biz ne için Mursi’nin ve Tayyip Erdoğan’ın yanında duruyorsak siz de o yüzden her ikisinin de karşısında konuşlanıyorsunuz.

Çünkü Türkiye için Tayyip Erdoğan ne ise Mısır için de Muhammed Mursi odur.

Mısır için Tayyip Erdoğan ne ise Türkiye için de Muhammed Mursi odur.

Ümmet için Tayyip Erdoğan ne ise Muhammed Mursi de odur.

Ve biz biliyoruz ki;

Allah Tayyip Erdoğanların da Muhammed Mursilerin de sayısını çoğaltacaktır.

Sahi,

Nesiniz siz kuzum,

Sorması biraz ayıp kaçacak ama;

Siz insan mısınız?