Mısır’da Abdülfettah El Sisi önderliğinde gerçekleşen ve ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi deviren askeri darbenin en büyük destekçileri Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan idi.

Daha önceleri Müslüman Kardeşler’le ilişkileri iyi olan ve Cemal Abdünnasır’ın zulmünden kaçan cemaat üyelerine kucak açan Riyad darbeye destek vermekle kalmadı, cemaati de “terör örgütü” ilan etti.

“Rabia” işaretinin kullanılması yasaklandı.

Suudi Arabistan’ın Müslüman Kardeşler’e yönelik bu katı politikası dışarıda olduğu kadar ülke içinde de eleştiriliyordu.

Cemal Kaşıkçı, Halid El Dakhil ve benzeri liberal eğilimli bazı yazarlar ile İslamcı birçok entelektüel Riyad’ın dış politikasını “Müslüman Kardeşler düşmanlığı” üzerine kurmasının yanlışlığına işaret etti.

Bu politikanın İran’ın ve IŞİD’in işine yaradığına dikkat çektiler.

Tüm uyarılara rağmen Suudi Arabistan yönetimi Kral Abdullah döneminde Müslüman Kardeşler’e karşı BAE ile paralel duruşundan ve darbeye desteğinden geri adım atmadı.

Kral Abdullah’ın vefatı ve kardeşi Selman Bin Abdülaziz’in yeni kral olmasıyla Suudi Arabistan’ın Mısır politikasında değişiklik olabileceğine dair güçlü bir iyimserlik ortaya çıktı.

Bu iyimserliği besleyen bir takım gelişmeler de oldu.

Suudi Arabistanlı kadın yazar Semer El Mukrin geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir makalesinde, Müslüman Kardeşler’e karşı açılan savaşın şahinlerinden Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud El Faysal’ın “Genel olarak Müslüman Kardeşler ile bir sorunumuz yok. Bizim sorunumuz boynunda Mürşid’e biat taşıyanlarla” dediğini aktardı.

“Şeytan Kardeşler” söyleminden ve topyekün savaştan bu noktaya gelmek hiç şüphesiz dikkate değer bir geri adım.

Riyad’ın yakın zamana kadar en sıkı müttefiki olan ve Mısır darbesini birlikte destekledikleri Abu Dhabi, başkanlığını Şeyh Yusuf El Karadavi’nin yaptığı Dünya Müslüman Alimler Birliği’ni Müslüman Kardeşler’e yakın olduğu gerekçesiyle “terör örgütü” ilan etmişti.

Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali El Karadaği ile üyelerinden Muhammed El Sağir, geçen hafta Mekke’de yapılayan “İslam ve Terörle Mücadele” Konferansı’na katıldı.

El Karadaği ve El Sağir’in konferansa davet edilmesi ve Mescid-i Haram’da gülerek “Rabia” işareti yaptıklarını gösteren fotoğraf sosyal medyada epey gündem oldu.

Ayrıca Yemen Müslüman Kardeşler Cemaati’nin siyasi kolu Islah Partisi’nden üst düzey bir heyet Kral Selman’ın davetiyle Riyad’a bir ziyaret gerçekleştirdi ve Suudi Arabistanlı yetkililerle görüştü.

Kısacası İhvan’a karşı henüz keskin bir “u dönüşü” olmasa da kendini fark ettiren bir yumuşama var.

Kral Abdullah vefat ettiğinde Müslüman Kardeşler Cemaati başsağlığı mesajı yayınlamıştı.

O mesaj, cemaat içinden ve dışından tepki gördü.

Cemaatin “katiline rahmet okuduğu” dile getirildi.

Oysa yapılan, tıpkı Ankara’nın yaptığı gibi, Suudi Arabistan’da emareleri beliren değişimi teşvik ve iyi niyet mesajıydı.

Riyad’ın İhvan’a karşı tavrındaki yumuşama bu kadarla sınırlı mı kalacak, yoksa daha başka yansımaları olacak mı?

Gelişmelere bakıp göreceğiz.