Birçok alanda günümüz dünyasında dengelerin hızla değişmeye başladığını görüyoruz.
Dengeler kimi yerlerde insanoğlunun kontrolü dışında kimi yerlerde de insanoğlunun etkisiyle değişmektedir.
Değişim o kadar hızlı olmaktadır ki yakalamanın imkânı neredeyse yok denecek kadar da azdır.
Şirketler tarafında bu değişimi yakalayan ve değişime ayak uyduranların gerek rekabet yetenekleri gerekse de hayatlarını sürdürebilme oranları son derece yüksek seyretmektedir.
Diğer taraftan değişimi yakalayamayan ve değişime ayak uyduramayan şirketlerin ise rekabet yetenekleri de hayatlarını sürdürebilme oranları da en alt seviyelerde seyretmektedir.
Değişimde iki ana etken önümüzdeki süreçlerde şirketlerin ayakta kalabilmelerinin en önemli sebepleri arasında olacaktır.
Bunlardan birincisi teknolojinin şirketlerin gelişmelerindeki rolü vesilesiyle dijitalleşmeye olan yatkınlıklarıdır.
Üretim veya hizmet alanlarında her noktadaki dijitalleşme hareketlerine uyum ve ahenk, şirketler için hayati öneme sahip noktalardır.
Robotların üretim alanlarındaki etkinliklerinin farkında olmadan üretimine devam eden bir şirketin bir noktadan sonra rakipleriyle rekabet şansı azalacak belirli bir zaman sonra kulvarın dışına itilecektir.
Yapay zekâ uygulamalarını verimli bir şekilde kullanamayan hizmet işletmesinin de birçok sorunla karşı karşıya kalacağı aşikardır.
Artık gelinen noktada şirketlerin her departmanında dijitalleşmeyi sağlamak şirketi yönetenler için asli bir görev hâline gelmiş durumdadır.
Birçok sektörde yöneticilerin başarı kriterleri arasında, yöneticilerin kendi şirketlerindeki dijitalleşme oranlarının sektör ortalamasına göre hangi düzeyde olduğu da önemli bir konuma gelmiştir.
Değişimdeki bir diğer etken ise şirketlerin her geçen gün enerji darboğazı seviyesinin biraz daha arttığı alan olan yenilenebilir enerjilerin her türlü şirketin ilgi alanına girmesi zorunluluğudur.
Bununla ilgili olarak kendi enerjisini çeşitli enerji kaynaklarından üreterek tedarik eden şirket sayısının ülkemizde her geçen gün daha da artması gerçekten gurur verici bir gelişme olarak karşımızda durmaktadır.
Kimi şirketler rüzgâr türbinlerinden kimi şirketlerde güneş enerjisi panellerinden kendi kullanacakları enerjilerinin bir kısmını veya tamamını üreterek enerji bağımlılığı konusunda rahat hareket etmektedirler.
Hatta enerji konusunda özellikle yerleşim bölgelerinde de örneğin sitelerde her iki enerji kaynağına da yatırım yapılarak yenilenebilir enerji konusunda son derece rahat bir süreç yaşanılabilir.
Bu anlamda yerel yönetimlerin konuyla ilgili olarak çok ciddi teşviklerinin söz konusu olduğu bilinmelidir.
Yatırımların bu alanlara yönlendirilmesiyle aslında enerji konusunda çevreye duyarlı ve çevre ile kardeş enerjiye doğru yol almanın da önü açılmış olacaktır aslında.
Çevreye duyarlı enerji ile birlikte karşımıza yeşil teknolojiler çıkarak doğayla uyumlu bir şekilde çalışan, doğaya zarar vermeyen ve içerisinde her an insanın olduğu bir yapı ile karşı karşıya kalınacaktır.
Ülkemizdeki tüm şirketleri bu konuda hızlıca eğitmeli, tüm şirketlere dijitalleşme ve yenilenebilir enerji konularında her türlü yenilikler vakit geçirilmeden anlatılmalı ve edinilen tüm bilgileri uygulamaları noktasında gerekli olan teşviklerin tamamı verilmelidir.
An itibarıyla her alanda her konudaki yeniliğe uyum sağlamak demek şirketlerin globalleşmesi ile aynı anlamı ihtiva etmek demektir.