2016’yı da iyisiyle kötüsüyle, darbe girişimi ve destanıyla, direniş ve şehadetle geride bıraktık. Sinemamız bu sıcak cereyandan nasıl etkilendi? Genel verilere baktığımızda bir kanaate varmak mümkün.
Önce bilet satış verisiyle başlayalım. 2016’da sinema salonlarında satılan toplam bilet sayısı 58 milyon 287 bin 265… Hiç fena değil. Fekat geçtiğimiz iki seneye bakınca ciddi bir düşü olduğu göze çarpıyor. Geçen yıla göre yüzde 3,2 düşüş var. Önceki seneye göre de geçtiğimiz yıl yüzde 2’ye yakın düşüş vardı. 61 milyon 245 bin 258 bilet satılan 2014, son 30 yılın en yüksek seviyesiydi. Zirveyi gördükten sonra yavaş yavaş düşüş yaşanıyor. Görünüşte yavaş olsa da bilet satışlarındaki azalışın ciddi bir tehlikeye evrildiğini daha önce bu satırlarda kaleme almıştım.
Tehlikenin farkında olup olmadığımız hususunu kenara bırakarak mevzua devam edecek olursak…
2016, yerli filmlerin üretimi açısından hayli bereketli geçmiş görünüyor. Box Office Türkiye verilerine göre geçtiğimiz yıl vizyona giren yerli film sayısı 139… Bu sayı 2015’te 136 idi. Ufak da olsa artış, sektörün nispeten canlılığını koruduğunu ifade ediyor.
Niceliksel göstergelere bakıldığında yerli yapımların sayısının arttığını, izleyici sayısınınsa düştüğünü görüyoruz. 2016’da yerli filmler için toplam 31 milyon bilete satılmış. Bu miktar 2014’te 112 film için 35 milyondu. Film başı bilet sayısı gittikçe düşüyor. Elbette üretimdeki kısırlık bunun başlıca sebebi…
Bilet satış miktarı düşmesine rağmen hasılat artıyor. 2014’te sinema salonlarında gösterilen toplam 559 filmi izleyen 61 milyondan fazla izleyici 653 milyon TL hasılat üretirken, 2016’da 529 filmi 58 milyon kişi izledi ve toplam 691 milyon TL hasılata imza attı. Gördüğünüz üzere kazanç her şekilde artıyor fekat üretim göstergeleri düşüşte…
Gişenin delice artış gösterdiği 2014’te Recep İvedik 4, Eyyvah Eyvah 3, Pek Yakında, Düğün Dernek, Unutursam Fısılda ve Deliha gibi filmler birbirine omuz vererek önceki yıla göre bilet satışının yüzde 20 civarında artmasını sağladı. Çünkü sadece adı geçen filmlerin 2014’teki izlenme miktarı 20 milyona yakın. 2016’da böylesi bir film manzarası yaşamadığımıza göre düşüşün esas sebeb anlaşılıyor gibi.
Fekat şunu da belirtmek gerekir.
Aynı isimler, aynı filmlerle yeniden vizyona gelse de aynı oranda izlenmeyeceğini tahmin etmek güç değil. Artık bu ülkede 6-7 milyon izlenecek filmlerin geçmişi tekrar etmemesi gerekir. Yeniden üretim meselesindeki nahoş sicilimize bakınca da gişeyi hareketlendirecek taze yapımlar için biraz daha beklememiz gerekeceğini söyleyebiliriz.
Geride bıraktığımız yıla bakılacak çeşitli pencerelerden biri böyle.
Sektörün önemli göstergesi olan gişeyi önemsiyoruz. Nitelikli işlerle bereketli gişenin birlikte büyümesi ümidimizi ayakta tutarak 2017’nin umutlu ve mutlu olmasını temenni ediyoruz…