1948 yılında işgal edilen Filistin topraklarında faaliyet gösteren İslami Hareket’in lideri Şeyh Raid Salah, dokuz aylık hapis cezasını çekmek üzere önceki gün cezaevine girdi.

Şeyh Raid Salah’ın hapis cezası almasını kimler istedi?

Bu sorunun cevabının ilk şıkkında hiç şüphesiz İsrail hükümeti yer alıyor.

Kudüs’ü tamamen Yahudileştirme, kentin İslami kimliğini yok etme ve Mescid-i Aksa’yı ilk aşamada İbrahim El Halil Camii’nde yaptığı gibi Yahudiler ve Müslümanlar arasında ikiye bölme planları yapan İsrail hükümeti, İslami Hareketi ve lideri Şeyh Raid Salah’ı bu planlarının önündeki en büyük engellerden biri görüyor.

Yahudi yerleşimcileri işgal güçleri himayesinde Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemeye teşvik eden İsrail hükümeti, baskınlara karşı Mescid-i Aksa cemaatinin gösterdiği direnişin İslami Hareket ve Şeyh Raid Salah tarafından organize edildiğine inanıyor.

Bu nedenle ilk önce İslami Hareket yasa dışı örgüt ilan edilerek faaliyetleri yasaklandı.

Harekete bağlı yardım kurumları ve dernekler kapatıldı.

Sıra Şeyh Raid Salah’ın işgalciler tarafından kışkırtıcı olarak görülen açıklamalarını engellemeye gelmişti.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, geçtiğimiz haftalarda güvenlik kabinesi toplantısında İsrail Adalet Bakanı Ayelet Şaked’den ve güvenlik birimleri yetkililerinden Şeyh Raid Salah’ı susturmalarını istedi.

Mescid-i Aksa’daki cemaatin duygularını harekete geçirmekle suçladığı Şeyh Raid Salah için “Onun dışarıda değil cezaevinde olması gerekir” dedi.

Fakat İslami Hareket liderinin cezaevine girmesini isteyen sadece Netanyahu ve hükümeti değil.

İslami Direniş Hareketi “Hamas” üyesi milletvekili Basim El Zearir, Şeyh Raid Salah’ın Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı savunan özgür insanları susturma planı çerçevesinde hapse mahkûm edildiğini söyledikten sonra önemli bir noktaya dikkat çekti.

Şeyh Raid Salah’ın hapsedilmesi konusunda İsrail hükümetiyle Kudüs’ü savunduğunu iddia eden bazı Arap rejimleri arasında görüş birliği olduğunu ifade etti.

Söz konusu rejimlerin, planlarına çomak soktuğu ve kendilerini zor durumda bıraktığı için “Kudüs Muhafızı”ndan intikam almak istediklerini belirtti.

Hamas milletvekili herhangi bir isim vermese de Filistin’le ilgili gelişmeleri yakından takip edenler için bu konuda ilk akla gelen ülke Ürdün.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Amman ziyareti sırasında Mescid-i Aksa’ya güvenlik kameraları yerleştirilmesi konusunda anlaşma sağlanmıştı.

Ürdün, güvenlik kameralarının amacının Mescid-i Aksa avlusunda yaşananları ve işgal güçlerinin ihlallerini tüm dünyaya göstermek olduğunu iddia ediyordu.

Başta Şeyh Raid Salah olmak üzere Filistinliler ise Mescid-i Aksa’ya güvenlik kameraları yerleştirilmesine şiddetle karşı çıktı.

Ürdün, kameraların kontrolünün Filistinliler’de olacağını söylese de Şeyh Raid Salah, İsrail’in kamera görüntülerine bir şekilde ulaşacağını ve o görüntülerin Mescid-i Aksa’yı baskınlara karşı koruyan aktivistler aleyhinde kullanılacağını biliyordu.

İsrail hükümetinin Mescid-i Aksa’yı bölme planlarını hayata geçirmek için attığı adımlardan biri de Mescid-i Aksa’yı savunmasız bırakmak.

Bu çerçevede isimleri kara listeye alınan birçok kadın aktivistin Mescid-i Aksa’ya girmesine izin verilmiyor.

Yine onlarca aktiviste çeşitli sürelerde Mescid-i Aksa’dan uzaklaştırma cezaları verildi.

İsrail hükümeti, Mescid-i Aksa’da baskınlara ve Yahudi yerleşimcilerin ayin girişimlerine tepki göstermeyecek bir cemaat istiyor.

Güvenlik kameraları yerleştirilseydi İsrail’in Mescid-i Aksa’da Yahudi yerleşimcilerin baskınlarına direnenleri tespiti daha da kolaylaşacak ve kamera görüntüleri mahkemelerde aktivistler aleyhine kullanılacaktı.

Şeyh Raid Salah’ın itirazları ve ikazları meyvesini verdi.

Filistinliler’den gelen tepkiler üzerine Ürdün geri adım attı ve Mescid-i Aksa’ya güvenlik kameraları yerleştirme projesi şimdilik askıya alındı.

Yani Amman, Kerry’ye verdiği sözü yerine getiremedi.

Şeyh Raid Salah’ın dokuz ay hapis cezası aldığı davanın hukukla uzaktan ya da yakından ilgisi yok.

İşgal mahkemesinin ırkçılık ve şiddete teşvik kabul ettiği hutbede dile getirilenler Şeyh Raid Salah’ın sürekli söylediği şeyler.

“Kudüs Muhafızı”nı susturmak, belirli bir süre basından ve kamuoyundan uzaklaştırmak için alınmış ortak bir karar olduğu anlaşılıyor…