Yemen’de devrik lider Ali Abdullah Salih taraftarları ile İran destekli Husilerin başkent Sana’yı işgal ederek birlikte gerçekleştirdikleri darbeye başından beri örtülü destek veren Washington bu işi artık açıktan yapmaya başladı.
Bu pervasızlığın nedeni belki de Obama yönetiminin süresinin sonuna gelmiş ve Demokrat Parti’nin başkanlık seçimini Cumhuriyetçi aday Donald Turmp’a kaptırmış olması.
“Giderayak ne yaparsak kâr” diye düşünüyor olabilirler.
ABD, Yemen’deki projesini ve darbecilere desteğini bugüne kadar Birleşmiş Milletler tarafından atanan özel temsilciler eliyle yürütüyordu.
BM Yemen Özel Temsilcisi İsmail Veled El Şeyh’in Yemen’de çözüm için Güvenlik Konseyi’ne sunduğu yol haritası seçilmiş cumhurbaşkanı Abdurabbih Mansur Hadi ve Yemen’in meşru hükümeti tarafından reddedilince ABD Dışişleri Bakanı John Kerry bizzat devreye girdi.
Gizli görüşmelere ev sahipliği yaparak Amerika ve İran arasında anlaşma sağlanmasında önemli rol oynayan ve Körfez İşbirliği Konseyi üyesi olmasına rağmen Tahran’ın politikalarına yakın bir çizgi benimseyen Umman’da hafta içi görüşmelerde bulunan Kerry, daha sonra geçtiği Birleşik Arap Emirlikleri’nde Yemen’de ateşkes konusunda anlaştıklarını açıkladı.
ABD Dışişleri Bakanı Abu Dhabi’de yaptığı açıklamada ayrıca, Yemen’deki tüm tarafların, yıl bitmeden Veled El Şeyh’in sunduğu yol haritası doğrultusunda ulusal birlik hükümetinin kurulması için çaba sarf etme konusunda da uzlaşı sağladığını, Suudi Arabistan İkinci Veliahtı ve Savunma Bakanı Prens Muhammed Bin Selman ile görüştüğünü ve onayını aldığını öne sürdü.
Kerry’nin Maskat ve Abu Dhabi ziyaretlerinden önce, geçen ayın başında Abu Dhabi Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayed’in Maskat’ı ziyaret ettiğini, Umman ve BAE arasında Yemen konusunda bir görüş birliği sağlandığını hatırlamakta fayda var.
Bu durumda karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor:
ABD, Umman, BAE, Ali Abdullah Salih ve Husiler Yemen’de ateşkesin sağlanması ve Veled El Şeyh’in yol haritasının uygulanması konusunda anlaştı.
Bu tabloda tarafların en önemlisi, Yemen’in meşru hükümeti ve seçilmiş cumhurbaşkanı yok.
Kerry, daha önce “Halep’te Rusya’yla anlaştık” dediği gibi şimdi de Yemen halkının tercihini ve görüşünü hiçe sayarak, sanki Yemen babasının malıymış ve ülkenin sahibiymiş gibi çıkıp “Biz anlaştık” diyor.
ABD Dışişleri Bakanı’na Yemen Cumhurbaşkanı’nın “Sen kimsin ve Yemen üzerinde karar verme yetkisini kimden alıyorsun?” demesi ve rest çekmesi gerekir fakat Hadi’nin ve hükümetinin böyle bir gücü maalesef yok.
En fazla Twitter hesabından açıklama yaparak, “Kerry hükümetin bilmediği ve hükümeti ilgilendirmeyen açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalar meşru hükümetten uzak bir şekilde Husiler’le anlaşma yaparak barış mesaisini başarısızlığa uğratma arzunu temsil ediyor” diyen Yemen Dışişleri Bakanı Abdulmelik El Mihlafi’nin yaptığı gibi sitem edebiliyor.
Suudi Arabistan’ın anlaşmayı onayıyla ilgili de birkaç şey söylemek istiyorum.
Kerry’nin doğru söylediğini farz edersek Kral Selman’ın oğlu Prens Muhammed Bin Selman anlaşmayı onayladı.
Bu Suudi Arabistan’ın politikası mı yoksa Abu Dhabi Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayed ile arası iyi olan Prens Muhammed Bin Selman’ın kişisel tavrı mı henüz bilmiyoruz.
Çünkü Veled El Şeyh’in yol haritası ve Kerry’nin Hadi’yi devre dışı bırakan açıklamaları doğrudan Suudi Arabistan’ı hedef alıyor.
Riyad’ın elindeki en büyük kart Hadi’nin meşruiyeti.
Hadi devre dışı kalırsa ve meşruiyeti ortadan kalkarsa Suudi Arabistan’ın elinde hiçbir şey kalmayacak.
Yol haritasını ve Kerry’nin açıklamalarını reddeden Yemen Cumhurbaşkanı’na ve hükümetine desteği şu an için devam ediyor.
Yani Kerry’nin Abu Dhabi’deki açıklamalarına rağmen Riyad’ın anlaşmayı onayladığını söylemek için erken.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Kerry’nin Abu Dhabi’deki açıklamaları için Hadi’den özür dilediği haberi de Suudi Arabistan’ın anlaşmayı desteklemediğine işaret ediyor…