Anladım ki hiç kimsede

Samimiyet diye bir şey kalmamış…

Kimse kimseye güvenmezken

Aynalarda sır tutmaz olmuş…

Her zaman olduğu gibi bu sefer de yine

Ümit tacirliği yapmayacağım.

Amma velâkin güneşli ihtimaller düşlediğimiz de doğrudur.

İyi de neden o vakit ipsiz bir uçurtma gibi

Sürekli savrulup duruyoruz?

İçimize kim kaçtı inanın onu dahi bilmiyoruz.

Neden mi?

Çünkü hiçbirimiz, hiçbir konuda samimi değiliz.

Akıttığımız gözyaşları da

Dualarımız da

Dostluklarımız da

Sevinçlerimiz de

Hüzünlerimiz de

Alayı sahte!

İşlerimiz çakma, ilişkilerimiz sanal

Sözlerimiz yalan, saygılarımız yapmacık

Anlayacağınız her şeyimiz naylondan,

Kargacık, burgacık…

Fersah fersah uzaklaşıyoruz artık insanlıktan.

Kendine bile dürüst olamayanlar

Sarmış her tarafımızı…

Hasbi ruhlar, candan ilişkiler yok olmuş.

Öz kaybolmuş, ortalıkta kabuklar gezer olmuş.

Âlemi cihan, âlimim diye gezenlerin,

Gönlünde kaynatmadığı sözlerle dolmuş.

Şu üç günlük dünyada

Yalan rüzgârında

Fırıl fırıl dönmekten

Artık iyice perişan olduk.

İçi dışı bir olan samimi insanları

İnanın artık mumla arar olduk.

Herkes öylesine bir tiyatro oynuyor ki

Yaşam denen bu sahte gösteride

Gerçekten bu konuda samimi misin diye

Artık birbirimize sorar olduk…

Oysa

Samimiyetsizlik!

Münafıklığın en büyük alametidir.

Samimiyetsiz insanlar

İkiyüzlü değil, çok yüzlüdürler.

Sittin sene debelenseler

Asla dikiş de tutturamazlar…

Bilesiniz ki gizli iş çevirmekten de pek hoşlanırlar.

İçine değil, dışına yatırım yapar bunlar

Samimiyetleri dildedir, zinhar hayatlarına aktaramazlar.

Şahsiyetlerini kaybettikleri için

Sürekli maskeler ile dolaşırlar.

Şovmen performansı sergileyerek

Kılıktan kılığa girerler…

Lakin bilesiniz ki her daim de sığ sularda yüzerler.

Menfaatleri için eğilip bükülen

Makamın karşısında karakterini şeker gibi eriten

Allah ne der demeyip kulu için eğilenlerdir

İşte bunlar…

Samimiyet sınavında ise,

Andaval andaval bakarak

Fukara kalan zavallılardır bunlar…

Helali, haramı bilmeyenler

Kursağı için şekilden şekile girenler

Yüzüne söyleyemediğini ardından söyleyenler

Arkadaşını dostunu, menfaate değişenlerdir

İşte bunlar…

Hep sahnede olup

Söyledikleri ile yaptıkları birbirlerine uymayan

Eşi menendi görülmemiş

Nasipsizlerdir bunlar…

Karşısındakini inandırmak için yemin eden

Omurgasız olduğu için dik durmakta zorlanan

Bulunduğu kaba göre şekil alan

Allah’tan korkmayan

Talihsizlerdir

İşte bunlar…

Bu utanç vesilesi

Çöken senaryoda ise

Bize düşen,

Rüzgârı tersine çevirip

Kalplerimizi eritmektir.

Helvadan putları

Bir bir devirmektir.

Samimiyet;

Çamurdan yaratılan insanoğlu için

İzan sahibi olmaktır.

Kamçılanan nefsi

Sabırla pişirip

Zapturapt altına almaktır.

Samimiyet,

Vicdan sahibi olmaktır.

İçi dışı bir olmaktır.

Ya olduğun gibi görünmek

Ya da

Göründüğün gibi olmaktır.

İnsanların rızası için değil,

Hakkın rızası için yerle yeksan olmaktır.

Samimiyet,

İhlâstır.

Adamlığın iksiridir.

Dinin en önemli gayesi

Kulluğun kalite belgesidir.

25 Aralıkta tüm Hristiyanlar, Milat yortusu adını verdikleri Noel Bayramlarını kutladılar. Bu yıl da bakalım yine bu gece de ‘’İçimizdekikimler onlara benzemeye çalışarak yine onlardan olacaklar…’’ Oysa bugün, bizim için yeni yılın sadece başı… Ve tüm Müslümanların samimiyetlerinin sınandığı yeni bir imtihan günü… Yerlerdeki, göklerdeki ve dahi içimizdeki her şeye kadir olan Cenab-ı Allah’ın emirlerine karşı ‘’samimi olduğumuz konusunda gerçekten ne kadar samimiyiz’’ hep birlikte göreceğiz… Allah’a emanet olun, kalın sağlıcakla…