Ağzının tadını bilen insanlar lüks lokantaları değil, salaş lokantaları tercih ederler.

O yüzden bir kısım insan ya sanayi esnafının ya kamyoncuların yemek yediği yerlere gider.

Servisi, sunumu, hijyeni iyi olsun da lezzeti olmasa da olur diyenlerin tercihi de lüks mekânlardır.

Lüks otellere, lokantalara gidenler “sınıf atlayan” insanlardır!

Lükse düşkünlük aslında daha değişik bu ruh hâlinin dışa vurumudur.

İnsanlar, etrafındaki diğer insanlara “Ben sizden değilim” demek ister; yoksa durup dururken bir insan milyonlarca lira verip çocuğunu neden anaokuluna versin ki?

Devlet okulundan farkı, en fazla yabancı dil öğretiyorlardır.

Oyun hamuru orada altından imal edilmiyor.

Yabancı dil öğrensin ki özümüzden alabildiğine uzaklaşıp Avrupai olsun çocuğumuz değil mi ama?

İlkokul hakeza öyle, ortaokul da lise de.

Liselere tercih dönemi başlıyor.

Lüks lokantadan konuyu özel okula, oradan lise tercihine nasıl getirdin diye soracak olan varsa ki vardır; lüks-salaş kavramları üzerine kafa yormaya çalışıyorum.

“Devlet okulları salaş lokantalar gibidir.” demeye getiriyorum.

Devlet okulları her kademeden insanın rağbet ettiği kurumlardır.

Özel okullarda sadece zengin çocukları eğitim görür.

Sadece onların eğitim gördüğü bir ortamda yetişen çocuğunuzun geleceğini bir düşünün isterseniz?

Eğitimin özelleştirilmesine ve özel okullara yerli ve millî eğitimciler kesinlikle karşı çıkarlar.

Neden?

“Al parayı, benim çocuğumu terbiye et.” demek oldukça abestir çünkü.

Çocuklar kapitalist sistemin çarkının dişlileri arasında öğütülemez.

Özel okul, Üstad’ın Gençliğe Hitabesinde vurguladığı gibi;

Türk’ü madde planında kurtarır belki ama ruh planında helak eder.

Her istediğine anında ulaşan şımarık, doyumsuz, geleceği için kaygılanmayan, hazıra konan, en önemlisi de ana babasını huzurevine yatıracak nesiller yetiştirir özel okullar.

Haa, medrese türü; balığa da, ata da, aslana da, kaplumbağaya da koşmayı öğretmeyen, herkesi ilgi ve istidadına göre yetiştiren, manevi ruh ikliminde, değerlerimizle çocuklarımızı donatan özel okullar varsa onlar başımızın üstünde…

Ben henüz öylesine rastlamadım. “Biz öyleyiz” diyenlerin en önemlilerinden biri, bundan 10 yıl önce kapağı bile açılmayacak olan üç adet yabancı dil kitabı için birkaç 100 dolar istemişti bir arkadaşımızdan.

Bu yazıma özel okul sahipleri kızacak, çocuğunu özel okula göndermek isteyenler de devlet okulları çok mu iyi diyecekler, biliyorum ama…

Benim derdim üzüm yemek; bağcıyla husumetim yok.

Devlet okulları iyi değilse iyi olması için mücadele edelim. Ülkemi beğenmeyip yurt dışına kaçmaya çalışan doktorlar gibi olmayalım.

Özel okullara verdiğin paranın yüzde 5’ini devlet okuluna versen diyeceğim de başka bir konu açılacak şimdi.

Bakın, özel okullarda düşük maaşla çalışan öğretmenlerle veriliyor eğitim. Özel okul iyi eğitim vermiyor, eğitimli ve ilgili velilerin çocukları bir arada olduğundan “akademik yönden” başarılı oluyor oradaki çocuklar.

Tercih senin!