Ramazan'ı nasıl biliriz? Ramazan'daki bizi nasıl bilirler? En önemlisi, Ramazan'da Allah'ı nasıl biliriz? Allah, Ramazan'da bizi nasıl bilir?
Çocuklukla ilişkilendirdiğimiz sahur mahmurluğuydu özlediğimiz Ramazanlar.
İftar demek; kâğıt arasındaki sıcak pidenin anne baba takdirine yetişme telaşıydı. İftar besmelesi, bir topun ucundaki heyecan ve büyümenin beratı gibiydi. Ramazan akşamlarının sokaklarda başka bir kokusu, ezanların başka bir nağmesi olurdu. Kimse söylemese bile o günlerin Ramazan olduğuna yemin edebilirdik. Öyle içindeydik her şeyin.
Oruçlu değil, oruçtuk. "Oruç benim içindir. Onun mükâfatını ben veririm." vaadine kimse için değil, sadece Yaratan için verdiğimiz "kendini tutma" sözüydü bu.
Ramazan'ın son günleri; bir vedanın kalbi ince ince sızlattığı, o "bir daha kavuşur muyuz?" sorusunun bilinmeyen cevabıydı.
Bayramı hak ediş, bir hayırda yarışma meselesiydi. İyi hâl sadece şahsın değil, topluca iyi hâlde olmanın çabasıydı. "Gönüller yapmaya geldim" diyen bir Ramazan hâliydi bizimkisi. Kul hakkından çekinmek, orucu bozma endişesi gibiydi. Kalp incitmek, orucun ve oruçlunun hakkına girerken onun vekili olan Allah'ın hükmünden korkmak demekti.
Ben kendi adıma böyle bildim Ramazan imkânını. Affın, mağfiretin, selametin yani sonsuz barışın iklimi olan Ramazan'ı. Nerede o eski Ramazanlar derken nerede o eski oruçlar ve oruçlular bahsini de açmak gerekir belki de.
Bu satırları yazarken kırık bir kalple Ramazan'a girmiş olmamın da bunda elbette etkisi var. Ancak önce ben dâhil hiçbirimizin kalp yorgunluğu; evine ateşler düşen bir Gazzeli baba, can evinden vurulan bir Gazzeli anne kadar kayda değer olamaz.
Bizler çocukluğumuzdaki Ramazanların anılarını anlatmaya doyamazken Gazzeli çocukların girdiği bu Ramazan ayı bakalım nasıl hatırlanacak?
Gördüm. Buldukları sağlam bir duvarı rengârenk boyadı Gazze Müslümanları. Mevzide tutulacak oruçları için Allah'tan mükâfatı çok hızlı, belki saniyeler içinde alacaklarını biliyorlar. İftarı Allah katında açılacak oruçlara niyetlenenler var aralarında. Çadırların arasında, bombardıman uçaklarının tam alt hizasında kurdukları sahur sofralarını da gördüm. Sofra dediysem bizim hiç bilmediğimiz türden ikramların olduğu sahurlar. İnsani yardıma izin verilmediği, çocukların açlıktan öldüğü Gazze'de bulabildiklerini kendi nefsine değil; kardeşiyle paylaşmaya getiren o insanların sahur sofralarını gördüm. Nasıl imrendim. Sizinle bir oruca niyetlenmek ve iftarımızı Rab katında omuz omuza açmak için şimdi; şu anda, şu orucumla ne dualar ettim.
Allah çok büyük. Yanlış oldu. "Çok" bir kıyas ölçüsüdür. Allah herkesten ve her şeyden büyük. Ramazan, işte bu büyüklüğün çarpan etkisiyle hüküm süreceği mevsimdir.