Cumartesi sabahı İsrail medya organları Mısır sınırında “oldukça tehlikeli bir güvenlik olayı” yaşandığı yönünde haberler yapmaya başladı.
Sınırın iki yanı İsrail ve Mısır askerleri tarafından korunduğu ve iki ülke arasında sıkı bir güvenlik işbirliği olduğu için haberler doğal olarak merak uyandırdı.
Kısa süre sonra olayla ilgili yeni bilgiler geldi ve ilk önce İsrail askerlerine ateş açıldığı, yaralıların olduğu belirtildi.
Biri erkek diğeri kadın iki askerin öldüğü açıklandıktan bir süre sonra üçüncü bir askerin de hayatını kaybettiği bildirildi.
İsrail medyası, askeri kaynaklara dayandırdığı haberlerinde Mısırlı bir askerin sınırı geçerek İsrail devriyesine ateş açtığını ve silahlı çatışma sırasında Mısırlı askerin etkisiz hale getirildiğini kaydetti.
Mısır ordusunun saatler sonra yaptığı açıklamada ise sınır bölgesinde uyuşturucu kaçakçılarına düzenlenen operasyon sırasında çıkan çatışmada üç İsrail askerinin öldüğü ve bir Mısır askerinin hayatını kaybettiği öne sürüldü.
Açıklamada “uyuşturucu kaçakçılarını kovalarken öldüğü” söylenen Mısır askeri için “şehit” sıfatının kullanılmaması dikkat çekiciydi.
Arap kamuoyunun genel kanaati Mısırlı askerin “planlı bir direniş eylemi” gerçekleştirdiği yönünde.
İsrail tarafından yapılan açıklamalar da bu ihtimali güçlendiriyor.
Askerin sınırdan yaklaşık bir buçuk kilometre içeri girdiğinin İHA’yla tespit edildiği ve ilk öldürülen iki İsrail askeriyle Mısır askeri arasında herhangi bir silahlı çatışma yaşanmadığı belirtiliyor.
Anlaşıldığı kadarıyla, Mısır askeri sınırı geçerek İsrail askerlerine “bilerek ve isteyerek” ateş açmış.
İlk saldırıda ölen iki askerle iletişimi kaybeden İsrail Ordusu, askerlerin cesetlerine beş saat sonra ulaşmış.
Şüpheli bir şahsın sınırdan içeriye girdiği İHA’yla tespit edildikten sonra Mısırlı askerle girilen çatışmada da yine bir İsrail askeri ölmüş ve bir subay hafif şekilde yaralanmış.
Adı henüz açıklanmayan Mısırlı asker de bu sırada hayatını kaybetmiş.
Mısır’ın “uyuşturucu kaçakçıları” hikâyesini ortaya atması ve olayı “kazaen yaşanmış” gibi göstermek istemesi, İsrailli askerleri öldüren Mısır askerinin kahraman olarak görülüp diğer askerlere örnek olması korkusundan kaynaklanıyor.
Cumartesi günü sabah erken saatlerde yaşanan olay Arap sokağında akıllara bir başka Mısır askerini getirdi.
Süleyman Hatır adlı asker 1985’te Güney Sina’da nöbet tuttuğu tepeye çıkmaya çalışan İsrailli turistlerin üzerine ateş açmış, beşini öldürmüş ve yedisini yaralamıştı.
Mısırlı bir askerin İsrailli üç askeri öldürmesi sosyal medyada “yeni bir Süleyman Hatır olayı” olarak nitelendirildi.
İsrail ve Mısır’ın birlikte yürüttüğü soruşturmada, askerin eylemi kendi inisiyatifiyle mi gerçekleştirdiği, herhangi bir örgütle bağlantısının olup olmadığı öğrenilmeye çalışılıyor.
İsrail Başbakanı Netanyahu olayın “bireysel” olduğu ve Mısır-İsrail ilişkilerini etkilemeyeceğini söylese de İsrail’de yaşanan travma üç askerin hayatını kaybetmesiyle sınırlı değil.
İsrail’in güvenliğine katkıda bulunmaları için işbirliği yapılan Filistinli, Ürdünlü ve Mısırlıların içinden her an birilerinin çıkıp eylem yapabileceği düşüncesi işgalcilerin korkularını ve güvensizlik duygularını depreştirdi.