Rüşvet söylemleri, Rıza Sarraf, Kudüs, İsrail, Amerika, Rusya derken ciddi bir dönemden geçiyoruz. Sürekli ısınıp, bir türlü soğuyamayan günlerdeyiz. Bir yandan muhalefetin muhalefet bilmez halleri, bir taraftan dünyanın ileri gelen ülkelerine karşı verdiğimiz mücadeleler.

Millet olarak işlerin zor olduğu dönemlerdeyiz, ancak inandığımız yol ve değerlerin bir adım bile gerisine çekilmeden, tam bir inançla yolumuza devam ediyoruz.

Biz biliyoruz ki; Bu topraklarda yaşamanın bir bedeli vardır. Bizde bu bedeli bilerek yaşıyoruz. Millet olarak doğumumuzdan ölümümüze kadar; filmlere senaryo olacak bir hayat yaşıyoruz, geçmişimiz ve bugünlerimiz ile yıllar sonrasının en büyük filmlerine senaryo, en değerli kitaplarına konu başlığı olacak. Nasıl ki atalarımızın başarıları ile bugün gururlanıyoruz, yarınların çocukları da bizim bu topraklarda yaptığımız bu mücadelelerin gururunu yaşayacak.

En başından beri bu millet kolay yollardan gelmedi. Cumhuriyetin ilanından 2000’li yıllara kadar 65-70 yıllar sömürülen bir ülke gibi yaşadık. Burnumuzu kaldırmamıza fırsat verdiler, faiz lobisi ile ülkenin bütün katma değerini emdiler. Ne kadar akıllı, zeki ve başarılı gençlerimiz varsa alıp götürdüler. Terör bir taraftan, içimizdeki hainler bir taraftan, dört bir yandan parçalamak için çırpındı durdular. Bu millet; açlık, yokluk, sefalet gibi her türlü derdi çekti, ama yine de özgürlüğünden vazgeçmedi.

2000 yıllarından sonra bu ülkenin kaderi değişti. Bizde bu değişime şahit olduk. Sadece E-5, TEM ve İstanbul, İzmir, Ankara bağlantı yolları dışında yol görmemiş Türkiye, baştan sona duble yollarına kavuştu. Faiz lobisi ve hırsızlıklar ve rüşvetin önüne geçildi. Eğitim, sağlık ’ta büyük devrimler yapıldı. Hastane kapılarında ölen insan manzaraları kalmadı. Başından sonuna ülkenin her tarafı teknoloji ve internet ile döşendi. Otobüslerden uçaklara terfi ettik. Yani değerli dostlar, ciddi bir devrim yaşadık hayatımızda.

2002 yılından 2017 yılına kadar 15 yıllık süreçteki değişime kör olabilmek imkânsız. Bir ülke 15 senede baştan aşağı kabuklarından sıyrılıp kendisini yeniledi. Dün evine muz götürebilmeyi büyük lüks olarak yaşayan babalar, bugün çocuklarını bir şeylere özendirmeden yaşatabilme ferahlığına ulaştı. Eğitim hayatından, üniversite imkânlarına kadar her şey zaman ve mekânın verdiği imkânlar çerçevesinde gelişti ve gelişmeye devam ediyor.

Emeği geçen, bir taş koyan herkesten Allah Razı Olsun…

Bundan sonrası için ise; Birilerinin 2002 yılından da önceki dönemlere bizi geri döndürebilmek için var gücü ile mücadele ettiklerine şahitlik ettik/ediyoruz.

Yıllardır, tuttukları kiralık yazarlar ve medya şirketleri ile başarıya ulaşamadılar.

17- 25 Aralı, Gezi Parkı olayları, 15 Temmuz darbe girişimi gibi çok denemeler yaptılar yine başarılı olamadılar.

Kiralık terör örgütleri ile ülkede bombalar patlatıp kan gölüne çevirmeye çalıştılar, yine başarılı olamadılar.

Şimdi ise çaresiz çırpınışlarla, Türkiye’ye nasıl diz çöktürürüz bunun hesabını yapıyorlar.

Bu ülkenin vatandaşları olarak bizler, okuyarak bireysel farkındalıklarımızı artırıyor, saklanan gerçek tarihimizi öğreniyor, dost kılığına girmiş düşmanlarımızı, bir bir içimizden temizliyoruz.

Kavgamız, derdimiz, cihadımız büyüktür.

Yolumuz hak yoludur.

Üstadın dediğin gibi:

Üzülme! Bu davanın sahibi haktır. Hak olan davada zafer muhakkaktır. Necip Fazıl Kısakürek