Dün Zeytin Dalı operasyonunun 58. Günüydü, Afrin kent merkezi neredeyse yok denecek bir direnişle düştü. Türkiye sınırına tahkim edilmiş envay türlü silah ve kurmay akılla inşa edilmiş, tahkim edilmiş istihkâmların ardında aslında şişirilmiş bir yapı olduğu da görülmüş oldu.

PKK’nın ABD’nin sırtından güç devşirmeye çalıştığı, beş bin tırlık silah ve mühimmat desteğinin, oraya gönderilmiş,  yüzlerce eğitim subayının ve İstihbarat biriminin 58. Günün ilk saatlerinde büyük bir hezimetle oradan yok oluşuna şahit oldu dünya…

İlk günden itibaren bu kadar kanlı bir süreç yaşayan Ortadoğu’nun taşlarının yerine oturması için Fetö darbe sürecinin hemen ardından böylesi güçlü bir operasyonlar zinciri sonucu Afrin, Çanakkale destanının yazıldığı günün sabahında alındı.

ABD’de bu süreçte işler karışık malum, Dış İşleri bakanının görevden alınması ve ardından CIA başkanının bu göreve atanması, CIA başkanlığına da yıllardır Ortadoğu’yu karıştırmakla görevli bulunan Gina Haspel’in getirilmek üzere kongreye sunulması ABD de bir süre daha suların durulmayacağını, bunun da bölgeye etkisine şahit olacağız. Muhtemelen ABD bölgede yeni hedef olarak İran’ı görecektir. Geçtiğimiz günlerde İran’daki iç karışıklarında bu çalışmadan vareste düşünülmemesi gerekiyor. Aslında Afrin’de yenilen sadece PYD/PKK değil ABD ve ortakları olarak ortada duruyor. Rusya ve İran’ın bölgede Türkiye ile daha iyi işler çıkarmak için çalışması gerekiyor.

Dokunulması gereken bir konu da Ege denizinde Türkiye’nin burnunun dibinde, Yunanistan’ın Ege’de başlattığı tatbikat… Bu tatbikatın katılımcıları provokasyonun arkasındaki ülkeleri de ele veriyor. “Iniochos (Dizgin) 2018” tatbikatına ABD, BAE, İngiltere ve İtalya katılıyor. İsrail ve Mısır da gözlemci kuvvetler.  Yani Afrin’de sorun yaşadığımız ülkelerin üstüne desteklerindeki kuyrukçuları da yavaşça başlarını göstermeye başladılar. PKK üzerinden göstermedikleri başarıyı (!) Yunanistan üzerinden göstermeye çalışıyorlar.

Dünya da dengeler değişirken, soğuk savaş yeniden canlanırken, olası çatışma bölgelerinde yeniden kıvılcımlar tutuşurken, 103 yıl önceki Çanakkale ruhuna ihtiyacımız var. Afrin’den, Diyarbekir’den, İstanbul’dan, Trabzon’dan sadece dini mübini İslamı ayakta tutmak için canlarını seve seve feda edenler bu toprakların İslam düşmanlarının ayakları altında malzeme olmasını canları pahasına engellediler. Bu gün de olan aslında bundan başka bir şey değil. Hayasızca akınlar devam ediyor. Lakin hayatlarını seve seve feda edecek nice yiğitler varken, bu topraklar ayaklar altına alınamayacaktır.

Afrin’den sonra muhtemelen Membiç’e sıra gelecektir. Fırat’ın batısı kontrol altına alındıktan sonra sıra Türkiye’ye her fırsatta ayar vermeye çalışan diğer sevgili dost ve müttefik ülkelere de gelecektir. Kimse Türkiye’nin müttefiklerinin (!) bu haince tavır ve davranışlarına sabırla göğüs germesini beklememeli, zaten tüm sorunda buradan çıkıyor. Onlar yapacak biz seyredeceğiz günleri geçti, gitti, bitti. Başta ABD olmak üzere tüm müttefiklerimizin de bunu böyle okuması faydalarına olacaktır.

Kim nereden nasıl gelirse gelsin, Türkiye tek başına da kalsa Allahın yardımıyla ortada durmaya devam edecektir.