20 Nisan’da terör örgütünün saldırısı sonucu 4 askerimiz şehit oldu. Şehit Yener Kırıkcı, Ankara’nın Çubuk ilçesinde toprağa verildi. Törene davet edilmediği halde Kılıçdaroğlu da katıldı.

Seçim öncesi HDP ile yaptığı ittifakı ve YPG terör örgütü hakkında yaptığı güzellemeleri unutmayan Çubuk halkı Kılıçdaroğlu’na tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu’nu tören alanından kovaladı.

PKK, YPG, FETÖ gibi terör örgütlerini masumlaştıran Kılıçdaroğlu; o terör örgütlerinin şehit ettiği askerin cenazesine gitmekle, şehidin ruhuna, ailesinin acısına dünyanın gözü önünde bir saldırıda bulunmuştur. Şehidin, şanına ve şerefine el uzatmıştır.

Milletin acılarıyla dalga geçemezsiniz. Şehitlerin maneviyatıyla oynayamazsınız. Oynayanlara devlet bugüne kadar göz yumdu. Millet artık “Yeter” dedi.

Şehit evi, provokasyon yeri değildir. Şehit yakınlarının acısına tuz/biber ekme yeri de değildir. Teröre destek veriyorsan terörist cenazelerine gideceksin.

Şehidin dayısı Osman Sarıgün, Kılıçdaroğlu’nun ar damarına yumruk attı. Ortalık karıştı. Şehit ailesi ve yakınları suçlu, Kılıçdaroğlu “mağdur” oldu(!) Kılıçdaroğlu’nun “Yok” dediği adalet, şehidin dayısını tutukladı.

Kılıçdaroğlu, şehit yakınına kelepçe vurdurarak tarihe geçti. Aslında o kelepçe tüm şehitlerin ruhuna, şehit ailelerinin yüreğine vuruldu.

2011 yılında Hopa’da Erdoğan’ı taş yağmuruna tutanlara, koruma polisini ağır yaralayanlara sahip çıkan Kılıçdaroğlu; “Rüzgar eken fırtına biçer” derken Allah’ın adaleti aklına gelmemişti.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ yanında yumruklandığında, tek bir kınama açıklaması yapmadı. CHP milletvekillerine saldırgana eşlik etmeleri ve karakolda yanlarında olmaları talimatı verdi.

Kılıçdaroğlu’nu ilk ziyarete giden HDP eş başkanları ile Tunceli’de karakola silahlı saldırıda bulunan teröristlerin cenazesini alan HDP Milletvekili Alican Ünlü oldu.

Sonra da Sivas’ta belediye başkanı iken Madımak Oteli’nde 35 sanatçının cayır cayır yakılmasını seyreden Karamollaoğlu gitti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Seçim bitti. Demiri soğutma zamanı” davetine; Kılıçdaroğlu davet edilmediği şehit cenazesini provoke ederek cevap vermiştir.

Ülkede normalleşme istediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, ilk iş olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gitmeli. %52 oy alarak seçilmiş Cumhurbaşkanı’na “diktatör” demeyi bırakmalı.

Ülkemizi bölmek isteyen terör örgütlerinden değil, Türkiye’den yana taraf olmalı. 15 Temmuz’da darbe girişiminde bulunan FETÖ’cüleri savunmayı, darbe girişimine ‘tiyatro’ demeyi bırakmalı.

Türkiye’nin temsil edildiği ve yönetildiği “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni yıkacağız” söylemini bırakıp; “Kandil’i, Pensilvanya’yı terör örgütlerinin başına yıkacağız” demeli.

Kılıçdaroğlu ve partisi CHP, milletin değerlerine küfretmeyi, milletin manevi dünyasını aşağılamayı, milletin sinir uçlarıyla oynamayı terk etmeli.

Bir ülkede ana muhalefet partisi lideri, terör örgütlerine güzelleme yapıyorsa o ülkenin geleceği tehdit altındadır.

Bir ülkede ana muhalefet partisi lideri daha fazla oy almak için; o ülkeyi bölmek isteyen, o ülkenin polis ve askerine kurşun sıkanların siyasi uzantılarıyla iş birliği yapıyorsa, o ülke çok büyük bir tehdit altındadır.

15 Temmuz’da FETÖ’ye meydanı dar eden millet, bu saatten sonra terör sevicilerine de şehit cenazelerini dar edecektir.

Kemal’e atılan yumruk ve şehit yakınına takılan kelepçe terörle mücadelede bir milattır!

Herkes ayağını denk alsın… Milleti ciddiye alsın…