“Bir kişinin ölümü trajedidir. Bir milyonunkiyse sadece bir istatistik.” Bu sözün sahibi başlıktan hareketle tahmin ettiğiniz gibi Hitler değil. Ama üzülmeyin. Hitleri aratmayacak bir isme ait. “Diktatörler ilk on biri” oluşturulsa stoperde taş gibi duracak, soğukkanlı, adam geçer top geçmez Stalin’e ait. Diktatör psikolojisi mi, rahatlama tekniği mi bilemiyorum. “Biri kişinin ölümü” adamlara yeterli gelmeyip üzüntü verirken, milyonlarca insanın ölümü hiçbir duygu emaresi uyandırmıyor…

“Diktatörler on birinin” stoperi Stalin’se, forveti de tartışmasız Adolf Hitler’dir. Siz bakmayın Avrupa’nın “batı değerleri” başlığı altında; insan hakları, demokrasi ve özgürlük edebiyatı yaptıklarına. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük(?) diktatörleri ya Batı’dan çıkmıştır ya da Batı’nın sömürgelerinden çıkmıştır.

“Hitler öldü diyorlar/Hitler ölmedi/Mussolini Avrupa’yı yönetiyor.” Hitler öldü, ancak fikirleri Avrupa ülkelerini yönetmeye devam ediyor.

AB, ciddi sıkıntılarla karşı karşıya. Dağılma süreci denmese de gerileme dönemine girildi.Merkel, AB’nin dağılmasını engelleyemeyecek bir yola başvuruyor. Dedesi Hitler’in, “Liderlik sanatı, kitlenin dikkatini tek düşmana odaklamaya ve hiçbir şeyin bu dikkati dağıtmamasını sağlamaya bağlıdır” sözünü rehber edinmiş.

Merkel, Türkiye’yi düşman olarak seçmiş ve Türkiye’ye odaklanmış durumda. Hiçbir gelişmenin de bu dikkati dağıtmasına izin vermiyor.

“Bazen demokrasiye kan banyosu yaptırmak gerekebilir” diyen diktatör Agusto Pinoşe’yi de unutmamış Almanya. Merkel Almanya’sı koruması altına aldığı terör örgütleri ve darbecilerle bugün “demokrasiye kan banyosu” yaptırıyor. Terör örgütleri yuvasına dönüşen Almanya özellikle Türkiye düşmanı örgütlerin merkezi durumundadır. PKK ve FETÖ’nün önemli isimleri koruma altındadır. Kendi içinde terörizme kol kanat germeyi yeterli görmeyen Almanya, “Gezi kalkışmasının” ve “çukur/hendek” terörünün de bir numaralı sanığıdır.

Terörün Türkiye’yi dize getiremeyeceğini gören Almanya, bu kartın yanına Alman yargısı, Alman medyası ve CHP’yi koydu…

Deniz Feneri Davası Merkel’in Türkiye’ye yönelik ilk siyasi saldırısı oldu. Dönemin Başkanı Erdoğan’a operasyon yapan Almanya beklediği sonucu alamadı. AK Parti ve liderine yaptıkları operasyondan sonuç alamayan Almanya pes etmedi. İktidar partisi ve liderini deviremeyince, yeni hedef ana muhalefet partisi oldu.

Baykal’a kurulan kaset komplosunun arkasında Almanya vardı. Baykal’ı alaşağı edip, operasyondan önce sık sık Almanya’ya giden, kimlerle görüştüğü açıklanmayan Kılıçdaroğlu’na CHP’nin anahtarını teslim ettiler. MHP’ye yapılan Akşener operasyonun arkasında da Almanya var. Akşener ve FETÖ taşerondur.

Alman siyaset ve medyasının ele ele vererek, Türkiye’ye karşı terör örgütlerinin yanında durması bir akıl tutulmasıdır. Bir cinnet halidir. Birlikte NATO üyesi olduğu bir ülkeyi hedef almanın sınır tanımayan sarhoşluğu Almanya’yı geri dönülmez bir yola sokmuştur. Almanya, Cumhurbaşkanımıza karşı başlattığı çirkin kampanyaların, Ermeni tasarını meclisten geçirmenin, İncirlik krizinin, PKK ve FETÖ üyelerini korumanın, darbe girişimine destek vermenin, Türk siyasetçilere getirdiği yasakların bedelini ağır ödeyecektir.

Türkiye’de bundan sonra kim iktidara gelirse gelsin, Almanya’nın dost ve müttefik olmadığını bilerek pozisyon alacaktır. Almanya’nın demokrasiden, millet iradesinden değil; terör, terörist, ajan ve darbecilerden yana olduğunu unutmayacaktır. Böyle bir günah defterini temizlemek, bu defterde yeni bir sayfa açmak hiç de kolay olmayacaktır.

Almanya PKK’nın üst aklıdır. Canıdır, ciğeridir. Böbreğidir. Dalağıdır. İşte o örgüt 40 yıldır bizim canımızı, ciğerimizi kanatıyor. Almanya olmadan PKK’nın yaşamasına imkânı yoktur. PKK’yı ayakta tutan ve yaşatan güç Almanya’dır. Kandil, Berlin’den yönetilmektedir.

Almanya, Türkiye’yi AB’ye almıyor ama PKK’yı AB’nin gayri resmi üyesi yapmıştır. AB’nin terör örgütü bir üyesi var artık. Hayrını görsünler. Bundan sonra dünyanın her yerinde Türkiye’nin nefesi Almanya’nın da PKK’nın da ensesinde olacak, gölgesi bir kâbus gibi üstlerine çökecek…

Türkiye’de bundan sonra kim iktidara gelirse gelsin, Almanya’nın dost ve müttefik olmadığını bilerek pozisyon alacaktır…