Meramımızı anlatmak için çok da uzaklara gitmeye gerek yok. 19 Eylül 2014’te DEAŞ Ayn El Arab’a (Kobani) saldırdığında üç gün içinde ölümden kaçan 200 bin Kürt sivile Türkiye kucak açtı. Gidecekleri başka kapı da onları alacak başka ülke de yoktu. Türkiye, onları en güzel şekilde misafir edip ağırladı. Ancak televizyon kanallarında Kobanili bir kadının “Biji Obama” deyişini hala unutamıyorum…

Dünyanın seyrettiği, televizyonların naklen Kobani dramını verdiği bir ortamda sadece Türkiye kardeşlik, akrabalık ve komşuluk hukukunun gereğini yerine getirdi. Ama Kobanili kadın; DAEŞ’i dünyanın, Irak’ın, Suriye’nin ve Kürtlerin başına bela eden Obama’ya teşekkür ediyordu. Bu işte bir yanlışlık vardı, ama ne?

DAEŞ’in saldırılarına karşı Suriye’de Kürt sivillerin yanında sadece Türkiye ve Barzani durdu. Ancak ne garip çelişkidir ki, DAEŞ’in temizlendiği yerlerde şimdi Türkiye ve Barzani düşmanlığı herkesi esir almış…

Peki Kürtler’i kim bu hale getirdi? Bu soruya birilerinin cevap vermesinin zamanı geldi…

Ayn El Arap (Kobani), Haseke, Menbiç, Kamışlı’da ABD askerleri geziyor. Türkiye, YPG’lileri vurmasın diye eskortluk yapıyorlar. YPG ise Türkiye’nin operasyonlarını engellemek için her tarafı ABD bayraklarıyla donatmış. ABD’nin 51. Eyaleti olmak için can atıyorlar. Salih Müslim, “DAEŞ’i bitirdikten sonra, bizi bırakıp gitmeyin” diye yalvarıyor. Müslim, Kürt kanı üzerinden kariyer yaparak emperyalizme iç güveysi gitmek için can atıyor.

Afrin’de de Ruslar’ın gölgesinde yaşıyorlar. Bunu yeterli görmeyip, sınır boyunu Rus bayraklarıyla donatmışlar. Türkiye, müdahale ettiğinde ise bayraklarının gölgesi altına sığındıkları ülkelerin de bir şey yapamadığını anlıyorlar.

İyi ama Kobani’ye ABD, Afrin’e Rus bayrağı çekmek için mi binlerce genci dağa çıkardınız? ABD ve Rusya’nın bölgedeki hedef ve planlarına hizmet etmek de nereden çıktı? Kürtleri ABD ve Rusya’nın paralı askerlerine dönüştürmek kimin planıdır?

DAEŞ’e karşı karada tek mermi atmayan DAEŞ’in kurucusu ABD, YPG’yi “kullanılmaya en uygun yapı” olarak tanımlıyor. Sadece ABD değil, 63 ülkenin kurduğu koalisyonun tek kurşun sıkmadığı DAEŞ’in üzerine YPG neden saldırıyor? Koalisyon askerlerinin kanları değerli. Ancak Kürt çocuklarının kanları altın kâsede ABD’ye sunuluyor.

Kim tarafından?

Kürtleri koruduğunu, haklarını almak, onlara devlet kurmak için yola çıktığını söyleyen YPG tarafından. Dünyanın en güçlü savunma birliği olan NATO’nun “onlarla savaşmayacağız” dediği DAEŞ’e karşı YPG savaşmak için neden can atıyor? DAEŞ’in kontrol ettiği hiçbir yerde Kürt nüfus da yokken…

O zaman tekrar soralım. YPG’yi DAEŞ’le savaşa zorlayan şey nedir?

YPG, DAEŞ’le kimin için savaşıyor?

YPG, Kürtlerden zorla aldığı çocukların ölümüne aracılık etmek, ölüm törenlerini organize etmek için çalışan bir organizatör mü? Başbakan Binalı Yıldırım’a, “Rakka’da DAEŞ’i yendikten sonra YPG ile işlerinin biteceğini” taahhüt eden, bunun sözünü veren ABD ile aynı yorganın altına girmenin doğuracağı sonuç hakkında YPG’nin bir açıklaması var mı?

Tekrar başa dönelim…

Kobanili kadını Obama’ya kim âşık etti? Mahallenin delikanlısını bırakıp okyanus ötesine gönül bağlamak da nereden çıktı? Tecavüzcüsüne aşık olan kurbanların tedavi edilmesi gerekiyor. Yoksa hem kurbanların sayısı hem de tecavüzcünün pervasızlığı artacak.

ABD’de YPG’lilere bağıran adam, bir cümlede aslında her şeyi söylüyordu; “Bekleyin, bekleyin ABD size ülke verecek(!) Daha çok beklersiniz.” ABD’nin Kürtler’i kullanmak istemesi normal. Normal olmayan buna kim aracılık ediyor, bunlardan neden hesap sorulmuyor?

Ey PKK ve YPG; Kürtler’i Ortadoğu’da ABD ve emperyalizmin parasız askerleri haline nasıl ve neden getirdin?