Kurban Bayramı’nın ilk gününü ifa ediyoruz ve bizi bugünlere ulaştıran Rabbimize ne kadar şükretsek azdır; niyazımızla bu güzel bayramın tadına varanlar zümresine Rabbimizin ilhak etmesini niyaz ediyoruz.
Öncelikle ‘kurban’ın ne olduğunu iyi anlayarak, bu bayramın ne ifade ettiğinin farkına varabilir insanoğlu.
İlk olarak Allah’a kulluğumuzun ifadesidir kurban.
Ardından Cenab-ı Allah’a teslimiyetimizin ifadesidir kurban.
Sonrasında bize verdiği her türlü nimetin ve imkânın şükrünü anlatmaktır kurban.
Tüm bunları bir arada toplayan Kurban Bayramı ise sevgiyi, geleceği ve dostluğu paylaşmanın en önemli bayramıdır.
Ekmeğin, yemeğin ve sofranın paylaşımının ifadesidir Kurban Bayramı.
Ülke ve ümmet olarak birliğin yanında beraberliğimizi, aynı zamanda da dostluğumuzun yanında kardeşliğimizi de paylaştığımız zamanın adıdır Kurban Bayramı.
Kurban ile paylaşmak kelimesi, doğal olarak Kurban Bayramı tanımlamalarında sanki eş anlamlı bir hal almıştır.
Paylaşmak denildiğinde ilk akla gelen zaman dilimlerindendir Kurban Bayramı.
Kurban ibadeti, zengin sayılacak kadar mal varlığı olan her Müslümana farz olan, ekonomik boyutu son derece ağır basan bir ibadettir.
Bu yüzden ekonomik gücü yerinde olan Müslüman, bu ibadeti yerine getirirken ekonomik gücü zayıf olan diğer Müslümanlarla paylaşmak durumunda hatta zorundadır.
Paylaşmanın özündeki mutluluğu ve tadı kurban ibadetiyle de yerine getirmek; ibadetin özünü hatta temelini ifade etmektedir.
Gerek ülkemizdeki gerekse de İslâm coğrafyasındaki tüm Müslümanlarla kurbanlarımızı paylaşmalı ve bu yönde de etrafımıza telkinde bulunmalıyız.
Bu yıl 6 Şubat’ta ülkemizin yaşadığı büyük deprem felaketi neticesinde, depremin yaşandığı illerin tamamında kurbanlarımızı paylaşacağımız binlerce kardeşimizin bulunduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız.
Nasıl ki zekât ibadetinde önce kendi yakınlarımızdan başlamamız gerekiyorsa, kurban ibadetinde de öncelikle yakınlarımızda olan ihtiyaç sahipleriyle paylaşmaya başlamalıyız.
Necip milletimiz, mutlaka bu düşüncelerle kurban ibadetini yerine getirmektedir; ama olur ki, dalgınlıktan ötürü unutmuş vatandaşlarımız varsa, kestikleri kurbanlarının yanında en azından bir tane kurbanı da deprem bölgesinde, depremden etkilenen vatandaşlarımızla paylaşmak isteyebilirler.
Teknolojinin son hızla gelişmeye devam ettiği şu günlerde, artık anında, kurbanımızı istediğimiz yere süratle bağışlayabiliyor ve paylaşmanın tadına varabiliyoruz.
Bugün Kurban Bayramı’nın daha ilk günü. Bugünle birlikte toplamda üç günümüz var; kurbanımızı kesmek veya bağışlamak için.
Etrafımızda belki de sadece Kurban Bayramlarında evlerine et giren kardeşlerimiz olabilir.
Paylaşmaya bu kardeşlerimizden başlamak önemli; zira ibadetimizi tam anlamıyla yerine getirmiş olduğumuzu bilerek hareket etmemiz gerekiyor.
Gerçek ihtiyaç sahiplerini bulmak ve onlara kurbanlarımızı ulaştırmak zorundayız; eğer kurban kesecek durumda isek.
İbadetlerin zor ve meşakkatli olanlarının ecri ve aynı zamanda sevabının, kolay olan ibadetlerden çok daha fazla olduğunu bilmemiz çok ama çok önemlidir.
O yüzden paylaşmayı kiminle ve nasıl yapacağımızı iyi hesaplamalı, ona göre hareket etmeliyiz.
Paylaşmanın hazzına ve tadına varanlardan olabilmek temennisiyle Kurban Bayramınız mübarek olsun.
Bayramı hakkıyla geçiren kullardan olmak niyazıyla.