Altılı masa, ilk ciddi sınavında ağır hasar aldı.

Zira masa siyasi bir mühendislikle birbiriyle uyumlu olmayan malzemelerden müteşekkil olarak zayıf bir zemin üzerine inşa edilmişti.

Derme çatma bu yapının yapısal sorunları ayan beyan ortadaydı.

Buna rağmen aynen deprem bölgesinde çöken lüks sitelerde olduğu gibi bütün bu eksiklikleri gizlemek için ortak akıl, konsensüs, liyakat, demokrasi, istişare gibi kavramlarla masayı dışından allayıp pulladılar. 

Hâlbuki masanın altı fay hatlarıyla doluydu. Bu faylardan birini kimin Cumhurbaşkanı adayı olacağı meselesi oluşturuyordu. Nihayetinde fayda biriken enerji 3 Mart Cuma günü büyük bir siyasi depreme neden oldu.

Meral Akşener’in ve akabinde İYİ Parti ve CHP’li kesimlerin birbirlerine karşı ithamlarına bakanlar masanın yıkıldığını zannettiler.

Meğer masa yıkılmamış, ağır hasarlı olsa da ayakta kalmış.

Bu sürecin sonunda İYİ Parti de CHP de tükürdüğünü yaladı ve onca itham ve suçlamalardan sonra bir araya geldiler.

Şimdi o ağır hasarlı binayı güçlendirme yöntemiyle tamir edeceklerini iddia ediyorlar.

İki belediye başkanı hem belediye başkanı hem de “güçlendirilmiş” başkan yardımcısı olacaklarmış.

Altılı masa bu badireyi ağır hasarlı da olsa öyle ya da böyle atlatmış olabilir.

Peki herkesin birbirine ihanet ettiği bütün bu süreçten sonra masanın üyeleri birbirlerine güvenebilecekler mi.

Bu palyatif çözümler altılı masanın yapısal sorunlarına bir çözüm olabilecek mi.

Zira masayı oluşturan partiler ve toplum kesimleri arasındaki derin anlaşmazlıkların oluşturduğu fay hatlarının buna benzer birçok deprem üreteceği kesin.

Bu masanın seçimleri kazansa bile yaşanması mukadder olan ilk depremde büyük bir kaosa neden olarak yıkılacağı bundan dolayı kesin.

Yaşanan süreç, masanın bir yılda inşa ettiği o bütün söylemlerin masanın yapısal zayıflıklarını saklamak üzere kullanılan bir makyajdan ibaret olduğunu herkese gösterdi.

Konsensüsle karar alacağız dediler, Kılıçdaroğlu dayatmasıyla Akşener’in karşısına çıktılar.

Adaylık önemli değil dediler, adaylık yüzünden birbirlerine düştüler.

İlkeler ve prensipler önemli dediler, koltuk kavgasına düştüler.

Güven ve istikrara ihtiyacımız olan bir dönemde milletin önüne koydukları tek vizyon o zaman “kriz çıkar” vizyonu.

Allah memleketin kaderini bu kumar masasının eline bırakmasın. Allah korusun 90’ları mumla ararız.