“Allah var oğlum, Allah!’’ diyecek teyzem, gönlünden dudağına akan tefvîz şuuru ile. Küffar roketleri atılacak teyzemin iffet tüten ocağına. O yine yok bilecek evini, ocağını. “Yeter ki Mehmetçik’in saçı incinmesin” diyecek. Tevekkülsüz tek bir söz çıkmayacak ağzından. Şecaat öyle bir zuhur edecek ki teyzemin hâl dilinde; gerekirse o hâliyle yanında savaşacak Mehmetçiğin…

Ve Mehmed’im… Çıkacak tankın üzerine, “Beklemesinler” diyecek. “Ailem beni beklemesin!” Kızılelma belleyecek has istikametini, göğsünde şeksiz imanla. İhanet etmeyecek kahramanlık ahlâkına… Sonları hesap etmeyecek!..

Afrika’nın en ücra köşelerinde okunacak Kelâm-ı Kadîm. Fetih Suresi, Türkmen Dağları’nda yankılanacak. Nerede bir mazlum varsa dünyada, orada Türk askerine dualar edilecek…

Türkler, Kürtler’le kucaklaşacak Hak yolunda. Kürtler Türkler’le gurur duyacak…

Vicdan sahibi her gâvur dahi, paşa paşa hakkını teslim edecek Mehmed’imin…

***

Sonra çıkacak bir oyuncu müsveddesi, çağdaşlıkla bağdaştırdığı şarap kadehini yudumlarken oturduğu kafede, son model telefonunu eline alacak… “Cihanda sulh’’ ayakları çekecek telefonunun klavyesinden, M. Kemal’e atıfla. M. Kemal kartını gösterdi mi, bütün hokkabazlıklarının önüne bir prestij perdesi çekilecek çünkü. Teröre ve teröriste olan aşkı, toplumsal tabuların geleneksel klişeleriyle bir anda hümanizme dönüşüverecek…

Irkçılık muhabbetine girecek, sanatçılık iddiasındaki şu meşhur şarkıcılar. Kinden, nefretten, hırstan söz edecekler. Utanmayacaklar; ekmeğini yedikleri, edebiyatını yaptıkları halkı ne idiği belirsiz(!) karşılıklar için emperyalist zalimlere satarken. Utanmayacaklar, terörü emziren fahişe ideolojilerini kibirle yüceltirken…

Üniversitelerde hamuru terörizmle, ihanetle, cehaletle yoğrulmuş hürriyet çığlıkları dayatılacak gencecik nesillere. Zulme sessiz kalmak, şeref addedilerek anlatılacak dersliklerde. Ucuz siyaset numaralarına peşkeş çekilecek şehit kanı. Terörist leşleri bir kahraman gibi resmedilecek…

Envaı çeşit şarlatanlığa soyunacak meclisin kravatlı palyaçoları. Hasıraltı yevmiyelerini verenlere hizmet etmek adına, devletin bekasını düşünürmüş gibi yapacaklar bütün cambazlıklarını Bir de çekinmeden, gram kızarmadan, ‘’biz milletin vekiliyiz’’ diyecekler mikrofonlara…

Yok ya!

Size bu hakkı kim veriyor?

Gidin kendi çöplüğünüzde ötün. Bu necip toprakları, necis fikirlerinizle, adi menfaatlerinizle kirletemezsiniz. Bu milletin yığınlaşmamış kanadında hiçbir değeriniz, hiçbir vasfınız yok. Bu milletin adına ve bu devlet üzerinde hiçbir şekilde söz söyleme hakkına sahip değilsiniz.

Türk ordusu bebek katili, ırz düşmanı ve açgözlü bir işgalci değildir. Bunu çok iyi biliyorsunuz. İstediğiniz kadar iftira atın. İstediğiniz kadar Türkiye’nin misyonunu, vizyonunu gölgelemeye cüret edin. İstediğiniz kadar algı operasyonlarına girişin. Gücünüz yettiğince en sinsi planlarınızı organize edin.

Biz, plan yapanların en Kudretlisi’ne, en Hayırlısı’na, en Adaletlisi’ne iman etmişiz.

Vallahi de billahi de perişan olacaksınız.