7 Haziran seçimlerine sayılı günler kaldı. Partiler hem adaylarını tanıtıyor hem de seçim beyannamelerini açıklıyorlar. AK Parti, CHP, MHP ve HDP’nin attığı her adım, medya tarafından en ince ayrıntısına kadar gösteriliyor ancak diğer partiler, seslerini duyurmakta zorluk yaşıyorlar. Barajı geçme şansı olmayan partilerin ne yaptığını, ne yapmak istediğini, ne vaat ettiğini, neyi savunduğunu ne yazık ki sağlıklı bir şekilde öğrenemiyoruz. Baraj altı partilerin kaderi de her zaman budur işte…

Seçimde ne yapacağını merak ettiğim Milli İttifak, Pazar günü adaylarını tanıttı, vaatlerini açıkladı. Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi’nin ortak programı ile Ankara Arena Spor Salonu tarihi günlerinden birini daha yaşadı. Arena’yı hınca hınç dolduran her iki partinin taraftarları da, coşkulu ve heyecanlı bir atmosferin oluşmasını sağladı. Milli Görüş lideri Merhum Necmettin Erbakan ile Büyük Birlik’in kurucu lideri Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun posterlerinin asıldığı salonda Saadet Partisi’nin ezici üstünlüğü dikkat çekiyordu. Saadet bayrakları çoğunluktaydı. Büyük Birlik ve Alperen Ocakları’na ait bayraklar da azda olsa göze çarpıyordu. Mustafa Kamalak ve Mustafa Destici’nin salona ele ele gelmeleri, platforma iki kürsünün konulması ve her iki genel başkanın da yan yana konuşma yapması, ittifak adına iyi bir görüntü oluşturdu.

Her ne kadar beğenmesem de seçim şarkılarında her iki partinin de isminin geçmesine özen gösterilmesi de önemli bir detaydı. “Kendine gel, Saadet’e gel” sloganı basit ama akılda kalıcı bir tercih olmuş. Gördüğüm kadarıyla ittifak, her iki parti tabanında da karşılık bulmuş. Güç birliği yapılması her iki partiyi de rahatlatmış. Partililerin yüzünde “barajı geçemesek de geçmek için elimizden geleni yaptık” huzuru vardı. Her iki genel başkanın gözlerinde de “ittifak yaparak doğru bir iş yaptık” parıltısı yer alıyordu. İki partinin de tabanı kaynaşmış, birleşmiş, aynı amaç için tek yürek olmuş görüntüsü veriyordu. Bu ayrıntılar önemli, zira seçmeni kendine çekecek sinerji, bu tarz ayrıntılarda gizlidir.

Seçim beyannamesi, Saadet Partisi ile Büyük Birlik Partisi’nin görüşlerini yansıtan ortak bir çalışma olmuş. Vaatlerde milliyetçi- İslamcı bir hava kendini hemen belli ediyor. Tüm vaatler bir yana, Refah-Yol hükümetinin efsanevi icraatı olan Havuz Sistemi’nin yeniden tesis edileceğinin söylenmesini, çağdaş kölelik olan taşeron sisteminin kaldırılacağının vaat edilmesini, faiz politikasının terk edileceğinin açıklanmasını “alkış alacak” vaatler kategorisinde değerlendirdim.

Ezcümle; ben Milli İttifak’ı önemsiyorum. Yıllar önce atılması gereken geç kalmış bir adım olarak görüyorum. Keşke, üzerine Paralel İhanet Çetesi’nin uğursuz gölgesi düşmeden önce bu birliktelik sağlansaydı. Erbakan ve Yazıcıoğlu hayatta iken Milli İttifak kurulsaydı. CHP, MHP ve HDP’nin yetersiz ve gereksiz muhalefetinin yerinde Milli İttifak olsaydı…