Yıllardır ülkemizdeki en önemli sorunlardan birinin adıdır işsizlik rakamları.

Ekonomilerdeki üretim kapasitesinin büyüklüğe etkisindeki faktörlerin başında gelen genç nüfus oranına sahip olmak aslında her ülkenin amaçları arasındadır.

Bu gruptaki nüfusa sahip olmanın aslında bir avantaj olarak görüldüğü ülkeler için doğru istihdam politikalarının izlenmemesi sonucunda işsizlik oranlarının kötü gelmesi bir kâbusa dönüşebiliyor.

2019 Haziran işsizlik oranı bir önceki yılın aynı ayına oranla %2.8 oranında artarak %13 seviyesinde gerçekleşerek kayıtlı işsiz sayısı 4 milyon 253 bin kişiye çıkmış istihdam oranı da %46.4 olmuştur.

Göstergeler negatife doğru bir seyir izliyor ki bunun önleminin biran önce alınması gerekir.

İşsizliği azaltma yönünde alınacak tedbirleri sıralamamız gerektiğinde ise;

Özellikle genç nüfustaki işsizlik oranının diğer yaş gruplarına göre daha

yüksek olduğu gerçekliğiyle hareket edilmeli ve üniversitelerde verilen eğitimlerin daha çok pratiğe uygun olması sağlanmalıdır.

Aynı zamanda eğitim kalitemizin yükseltilmesi yönünde çalışmalar yapılarak eğitim seviyemiz gelişmiş ülkeler seviyesine yükseltilmelidir.

İstihdamı artırıcı yönde ekonomi politikalarının uygulanması hızla gerçekleştirilmelidir.

Sermayenin tabana yayılması sağlanarak küçük sermayelerin bir arada toplanıp ortaklık kültürüyle yani fabrikalar, yeni işletmeler ve yeni istihdam ortaya koyacak kuruluşların sayısının artırılması mühimdir.

Vasıflı çalışabilecek kapasitede insan sayısını artırabilmek namına eğitimler düzenlenmelidir.

Her zaman söylediğimiz en önemli noktalardan birisi de üniversite-sanayi işbirliklerinin sayısının yanında verimlilikleri de artırılmalıdır. Yani işbirlikleri kağıt üzerinde kalmamalı uygulanarak istihdama dolayısıyla da ekonomiye katkı sağlar nitelikte olmalıdır.

İş çevreleri yeni pazarlar bulmalı bu anlamda özellikle KOBİ’lere çalışabilecekleri farklı ülkelerle hangi stratejiler izleyerek yollarına devam edecekleri konusunda uzmanlaşmış kurumlar (üniversiteler, iş dernekleri vs.) eğitimler vermelidir.

İş dünyasının yapmış olduğu ticari faaliyetlerin alanları genişletilmelidir.

Daha çok katma değeri yüksek alanlara yönelinmelidir.

Çünkü böyle olunca yapılacak işin kapasitesi günden güne büyüyecek dolayısıyla da çalıştırılacak eleman sayısı da artmış olacaktır.

Yapılacak stratejik planlarda istihdam özel olarak yer almalı ve konu üzerinde uygulamalar hayata geçirilmelidir.

Örneğin bu planlarda bölgesel ve iklimsel şartlar öncelikle göz önünde bulundurulmalıdır.

Yatırımların artırılması bu artırımı gerçekleştirebilmek için uygun ortam inşası özellikle de kamu yatırımlarının artırılması ile birlikte özel sektör yatırımlarının da teşvik edilmesi sağlanmalıdır.

Sürekli büyüme sürdürülebilir hale getirilmelidir. Zaten büyüme konusunda sıkıntılar yaşadığımız için işsizlik oranları da olumsuz gelmektedir.

Talep toplamının artırılması da işsizliğin önlenmesi adına bir diğer önemli konudur.

Ekonomik alanlardaki güven ortamının hızla tamir edilmesi verilerin daha iyi bir hale bürünmesine sebep olacaktır.

Bahsettiğimiz bu önlemlerin alınması durumunda aydan aya gelen işsizlik datalarında bir iyileşme hissedilecektir.

Aksi durumda ise buradaki kangren olmuş durum artarak devam edecek ve sosyal refahtan uzaklaşma katsayısı da katlanarak artacaktır.

Tüm tarafların refah paylarının arttığı bir toplumda huzur, mutluluk ve geleceğe umutla bakma oranı da yükselecektir.