ABD tarafından İran’a karşı uygulanan ambargonun ne kadar yıkıcı olacağını daha önce yaşanmış tecrübelerden ötürü kestirmek hiçte zor değildir.
Türkiye İran sınırının 560 km ile kara sınırlarımız içerisinde 2. sırada olduğu gerçeğinden yola çıktığımızda komşumuza uygulanan her ambargonun ülkemiz piyasalarına da olumsuz etki edeceğini ortaya koymamız gerekmektedir.
Son dönemde İran ile ticari ilişkilerimizin artmaya başlaması da orada yaşanılan her sıkıntının bize direkt etki edeceğini göstermesi anlamında oldukça önemlidir.
Geçmiş yılların Türkiye-İran ticaret verilerine bakıldığında ve verilerin düştüğü yılların ABD’nin İran’a ambargo yaptığı yıllar olması da bu durumu gözler önüne sermektedir.
Bu verileri incelediğimizde 2012 yılındaki Türkiye-İran ticaret hacminin 21.9 milyar $ iken 2013’te ABD ambargosunun uygulanmaya başladığı yıl olması sebebiyle aynı ticaret hacminin 14.5 milyar $’a, 2014 yılında ise 13.7 milyar $’a, 2015 te 9.7 milyar $ ve 2016 yılında ise 9.6 milyar $’a indiğini görürüz. Sonuçta ise 2012 den 2016’ya kadar iki ülke ticaretinin yarıdan fazlasının eridiği ortaya çıkmaktadır.
Sonrasında 2017 yılında iki ülke arasında yapılan ticaret anlaşması ve ülkemiz dış siyasetinin Rusya ya kaymasından dolayı ticaret hacmi 10.8 milyar $ seviyesine yükselerek 2016 yılına oranla 1.2 milyar $’lık bir artış sağlanmıştır. Bu durum 2012 den sonraki ilk artış yılı olarak kayıtlara geçmiştir.
Ambargonun uygulandığı yıllardaki düşüş oldukça büyük olmuş sonrasında ise toparlanma uzun zaman almıştır. Dolayısıyla ağustos ayında başlayan ve kasım ayında artarak başka bir seviyeye geleceği belirtilen ABD ambargosunun İran’la ciddi oranda ticareti olan ülkemizi de önemli derecede etkilemesi öngörülmektedir.
Türkiye ve İran’daki işletmelerin % 99’unun KOBİ olduğu düşünüldüğünde bu ticaret hacimleri KOBİ’ler arasında gerçekleşmektedir. Finansman olanakları dar olan KOBİ’lerin bu ambargodan ilk etkilenecek işletme tipleri olduğu bilinmelidir. Bu anlamda İran ile ticaret yapan işletmelerimizin hızlı bir şekilde başka pazarlara yönelmesi gereklidir.
İran para biriminin son dönemde döviz karşısında yarı yarıya değer kaybetmesi sonucunda hem işletmeler hem de halk çok ciddi problemlerle karşı karşıyadır. Bunun yanında ambargonun uygulanacak olması da bu problemleri ciddi oranda artıracaktır. Bu artışın ülkemize de yansıması olacaktır.
ABD Başkanı Trump’ın dün Twitter’dan yaptığı açıklama ambargonun boyutlarının ne olacağını anlatmaktadır. Trump “İran’la iş yapan ABD ile yapamayacak. Dünya barışı istiyorum, daha azını değil.” diyerek bunlar bu zamana kadar uygulanmış en sert yaptırımlardır açıklamasında bulunmuştur.
Buradan anlaşılması gereken ABD ile ticari ilişkileri olan işletmelerimizin bundan sonra ya İranlı şirketlerle ya da ABD’li şirketlerle ticaretlerine devam edeceği kararını vermeleri zorunluluğunun ortaya çıkmasıdır. Bu durumda işletmelerimiz verimliliği ve karlılığı ön plana alarak gelecek kararlarını almalıdırlar.
Bu yaptırım kararının arka planında ülkemize de zarar vermenin yattığını görerek hareket edilerek son dönemde gerginleşen Türkiye-ABD ilişkilerinde de gelinen noktanın neresi olduğu görülmelidir.
Hem ekonomik hem de siyasi etkileri olacak yaptırım kararlarından İran’ın en az etkiyle kurtulması ülkemiz açısından son derece mühimdir.