Irak Kürdistan bölgesi iki ana Kliğin çekişme alanı olarak eskiden beri şiddetli bir çekime yaşamaya devam ediyor. Süleymaniye ve Halepçe; KYB’nin; Erbil ve Duhok ise KDP’nin bölgesi. Yani Talabani ve Barzani bölgesi olarak kamuoyumuz tarafından bilindiği şekliyle.
KYB, İran’a yakın durmaya özen gösteriyor. ABD tarafından Bağdat yakınlarında öldürülen İranlı General Kasım Süleymani Irak Kürdistan bölgesinin bağımsızlık referandumu kararı sonrasında, İran ve Türkiye’nin sert tepkiler verdiği zamanda bile ilişkilerini kesmemek adına Eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin cenazesinde boy göstermiş, KYB’ye desteğini açıkça göstermişti.
Türkiye ise, Özellikle kendisine yakın durmaya özen gösteren KDP ve Barzani ailesine kapıları kapatmış, çok sert tepki göstermiş hatta olası bir bağımsızlık kararına karşı operasyon hazırlığı başlatmıştı.
Irak Kürdistan Bölgesinde bu adıma İran’ın el altından tepki göstermesine rağmen, ikna yoluyla KYB’yi daha çok kendi yanına çekmeyi başarmasıyla sonuçlandı. IKBY Bölge Başkanı Mesut Barzani başkanlıktan çekilmek zorunda kaldı. Yerine Neçirvan Barzani geçti ve Türkiye ile ilişkiler yavaş yavaş eski haline gelmese de nispeten yoluna girmeye başladı.
Birkaç gün önce, KYB, Goran Hareketi (Goran KYB’den ayrılıp yeni bir parti kuran daha sert ve İran’a yakın bir gurup) ve bazı İslami partilerin Süleymaniye Vilayet Meclisi üyelerinin bir araya gelerek aldığı kararı, basın açıklamasıyla duyurdu.
Açıklamayı yapan KYB Parti üyesi Geyyath Surçi , Süleymaniye ve Halepçe’nin idari ve mali olarak öz yönetim statüsüne kavuşturulması için Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY) talep yazısı gönderdiklerini ifade etti. Talepte bulundukları öz yönetimin IKBY’nin bu kentlerin varlığıyla ilgili uyguladığı merkezi yönetim anlayışından kurtulmak anlamına geldiğini ifade eden Surçi, bu yöndeki talebin gerekçesini ise “IKBY hükümetine karşı güvensizlik” olarak açıkladı.
Aslında geçmiş yıllarda çatışma konusu olan bazı durumlar bugün ayrılma konusu yapılarak Irak içindeki hükümet krizine yönelik bir operasyon planlanıyor. 2018 de Irak Cumhurbaşkanlığı seçiminde KYB kendi adayı olarak Berhem Salih’i açıklayınca KDP de Fuad Hüseyin’i aday göstermişti. Celal Talabani’nin hastalığının son evresinde partisiyle ilgilenemediği dönemde partisi önce bölünmüş sonrada IKBY bölgesinde etkinliğini KDP’ye kaptırdığı suçlamasıyla ikiye bölünmüş bazı milletvekilleri Goran Hareketini kurmuşlardı.
KYB’li Surçi, IKBY hükümetinin bütçe konusunda da Süleymaniye ve Halepçe’ye karşı adil davranmadığını savunarak yaptıkları başvuruyu meşrulaştırmaya çalışırken kısa süre öncesine kadar kendi ilçesi konumundaki Halepçe için pek bir etkinlik sergilemeyen Süleymaniye yönetimini unutmuş görünüyor.
Son derece modern bir kent oluşturan ve için de onlarca üniversite bulunduran Süleymaniye eksenli bir idare planının pekte gerçekçi olmadığı ve Irak’ta hükümet kurmakla görevlendirilen Mustafa el-Kazimi’nin, kuracağı yeni hükümet kabinesini ve programını Irak Meclisi’ne gönderdiği bir süreçte bu talebin gelmesinin biraz da konunun hükümet kurulmasında daha fazla pay alma çabası olduğunu düşünmemize yol açıyor.
Türkiye önümüzdeki günlerde konuya daha fazla müdahil olacak ve bölgedeki kazanımlarının sürmesi için çaba gösterecektir. Bu noktada KYB’nin yanına İslami parti temsilcileri ve Goran’ı alarak hareket edebilme kapasitesinin kendisinden menkul olmadığını ve Kazimi’nin elini güçlendirme hedefiyle bir İran operasyonu olarak göreceğinden hiç kuşku yok.
Irak’ta Kürtleri bölerek hükümet kurma girişimleri İran’ın dışında hiçbir aktöre yaramayacağını dünya gördüğüne göre bölge üzerinde sıcak gelişmeler yaşanabileceğini de ön görebiliriz ki, inşallah bu gelişmeler çatışmalarla sonuçlanmaz. Çünkü Daiş olası durumlar için pusuda bekliyor.