İdeolojilerin, fikirler üzerinden değil de duygular (ruh kökleri) üzerinden değerlendirilmesi gerektiği tezimiz epey bir ilgi gördü. Şimdi ilk iki yazımızdan sonra ideolojilerin bazen uzantısı bazen pratiği bazen de istismarcısı olan partiler üzerinden analizlerimize devam edeceğiz. Bir önceki yazımızda CHP’ye değinmiştik. Şimdi diğer partilerle yolumuza devam edelim. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, düşüncüler de duygular da mutlak ve değişmez değildir. Bizim işaret ettiğimiz şey, ideoloji ve partileri bir araya getiren ortak duygu paydasının varlığıdır. Bu duygu paydaşlığı zamanla değişebilir, dönüşebilir, ortadan kalkabilir.

Partileri var oluş dinamiklerine bakarak üç kategoride incelemek mümkündür: Aksiyon merkezli olanlar, fikir/teori merkezli olanlar ve uygulama merkezli olanlar. En keskin duygu yoğunluğu olan partiler, aksiyon merkezli olanlardır. Bu bağlamda Türkiye’de en keskin, rafine duygusal yoğunluk MHP ve HDP’de gözlemlenebilir.

MHP’nin ruh kökünde yer alan baskın duyguları gurur, öfke, heves ve yurtseverlik olarak ifade edebiliriz. Boşluk duygusu, aksiyon temelli tüm partilerde oldukça yaygın görülür. Gençliğin olgunlaşmamış duygu dünyası ve hissettiği boşluk duygusunu MHP’nin de aksiyoner söylemlerle doldurabilmesinin sebebi budur. Gençlik döneminde hissettiği boşluk duygusu ve kafa karışıklığı ile kendini MHP kimliği ile ifade eden ciddi bir kitle, ilerleyen yıllarda kendine huzur vaat eden diğer muhafazakâr partilere yönelmektedir. Yurtseverlik duygusu temelde İç Anadolu’da işlerlik kazanmaktadır. Büyükşehirlerde ise, yurtseverlik duygusunun reel bir temele oturtulamamasından kaynaklanan kafa karışıklığı duygusu ve özellikle gençlerin kimlik arayışları sürecinde hissettikleri boşluk duygusu egemen gözükmektedir. MHP kitlesinin ortak duygu paydaşlığını oluşturan gurur için meşruiyet, tarih üzerinden oluşturulmaktadır. Tarih ile reelin örtüşmemesi bir rahatsızlık duygusuna, rahatsızlık duygusu öfkeye, öfke, devleti yönetenlere duyulan kızgınlığa dönüşebilmektedir.

AK Parti’nin ruh kökünü oluşturan temel duyguları adalet duygusu, sabır, özlem, umut ve hoşnutsuzluk olarak ifade edebiliriz. AK Parti bugüne dek ülkenin temel dokusunu iyi okuyarak duygu alanlarını çok iyi yönetebilmiş bir parti olmuştur. Türkiye siyasetini oluşturan temel eksen dindir. Halkın yüzde 70’i din ile kendi hayatını içselleştirir ve hayatında ister dinin pratik karşılığı olsun ister olmasın dindardır. Dindar insanları bir arada tutan ortak duygular yönetim ve paylaşımda adalet, toplumda huzur, başkalarına duyulan merhamettir. AK Parti, toplumun özlemlerini iyi okumuş, hoşnutsuzluk duygularının sebeplerini anlayabilmiş, toplumun hissettiği derin içerleme duygusunun karşısına umutları koyabilmiştir. AK Parti bu temel kitlenin istediği huzur iklimini vaat etmiş, yıllar boyu yaşadığı hayal kırıklığı duygusunu anlayarak, sabır ile toplumun temel taleplerine karşılık oluşturabilmeyi başarmıştır. İşte bu yüzdendir ki büyük kitleler, AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’a duydukları derin mihnet duygusu sebebiyle büyük saldırı dalgaları karşısında bir blok oluşturmakta, rasyonaliteye iman etmiş aydınları anlamlandıramadığı şekilde karşı propaganda aygıtından etkilenmemektedir.