Diyarbakır Yenişehir Belediyesi, Aleyhisselatü Vesselam Efendimiz ile Hz. Ayşe (r.a.) annemize hakaret eden aşağılık bir karikatürü ilan panolarına taşıdı. Belediyece “25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele haftasına atfen” yapıldığı iddia edilen panoda, “Çocuk gelin yoktur, tecavüzcü erkek vardır” ifadesi kullanıldı.

Estağfirullah, el Azim, el Kerim, ellezi la ilahe illa Hu!

Binlerce kez, milyonlarca kez, yaratılmışlar adedince estağfirullah, estağfirullah.

***

Bu iğrençliğin medyaya yansıması üzerine, Yenişehir Belediyesi, hakaret kastı olmaksızın internette bahse konu meseleye dair görsel ararken “imzasız, amblemsiz” halde bu karikatürü bulduklarını belirterek, “yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermesinden ötürü” ilanları kaldırdığını duyurdu.

Kurumsal olarak, bugüne kadar İslami yahut -hadi biraz daha “yumuşatalım”- dini hemen hiçbir sözünü, fiilini ya da refleksini görmediğimiz; aksine, toplumdaki sorunların hemen hepsinin dinden -hadi aslını söyleyelim, İslam’dan– kaynaklandığını savunan bir hareketin yaptığı bu açıklamayı ne kadar samimi bulabiliriz ki? Samimi bulsak, o karikatürde kimlerin tasvir edildiğini bilmediklerini kabul etsek bile; ifadelerinin açıkça aziz İslam milletini hedef aldığını fark etmediğimizi mi zannediyorlar?

Bu civarın en dindar halkı olarak ışıldayan Kürtler, “üniter devlet” yapısına bağlı sıradan bir belediyede bile böylesi bir iğrençliğe imza atılmışken, sözkonusu hareketin “öz yönetim”den “bağımsız Kürt devleti”ne uzanan projeksiyonunda nasıl bir yönetim umuyor olabilirler ki?

***

Kafamda daha başka sorular da var. AK Parti Kürtlere karşı nerede nasıl yanlışlar yapmıştı, ben nerede nasıl yanlışlar yapmıştım, Kürtlerin iradesinde belirleyici olan neydi, hangi saikler Kürtleri böyle seküler bir harekete gönüllüce yahut kerhen yöneltiyordu, büyük ülkemizin akıbeti ne olacak, vs… yani hepsi, oyun ve eğlenceden ibaret üç günlük dünyanın soruları.

Ama, Aleyhisselatü Vesselam Efendimiz ile Hz. Ayşe (r.a.) annemizin aziz ve pir-ü pak hatıralarının yanında bunlar nedir ki? Sahi, hangi soruya verdiğimiz hangi parlak cevap bundan daha kıymetli olabilir ki? Hangimizin bugüne kadarki hangi yanlışı o iğrenç ilan panosunu doldurabilir, kimin bugüne kadarki hangi “doğrusu” o panodaki “yanlıştan” daha önemlidir?

***

Alemlerin Rabbinden, alemlere rahmet olarak gönderilen Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz hürmetine; günden güne lağım kokulu bir tımarhaneye dönen memleketimizi, eski güzel günlerdeki gibi yeniden gül bahçesine çevirmesini niyaz ediyorum.

Sonsuz kere: Estağfirullah, el Azim, el Kerim, ellezi la ilahe illa Hu!